Tarihsel süreçte Türkiye’de merkez sağ (1)
Başlarken: Geçtiğimiz aylarda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve en köklü partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) tarihini anlattığım bir dizi yazı yayımlamıştım. Bugünden itibaren, 12 yazı ve 4 haftalık bir dizi ile de Türkiye’de merkez sağ hareketi inceleyen bir yazı serisine başlıyorum.
***
Ülkemizin kurucu partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihi köklerini İttihat ve Terakki Fırkası’nda aramak yanlış olmaz. Gerçi Mustafa Kemal üyesi olduğu İttihat Terakki’den görüş ayrılıklarından dolayı ayrılmıştır ama Cumhuriyet’in kurucu kadrosunda pek çok İttihatçı vardır.
İttihatçılar, katıksız vatansever olmalarının yanında yapı itibarıyla ‘komitacı’ tabir edilen maceracı ve serdengeçti bir özelliğe de sahipti. Aralarında asker olanlar, o dönemde müsaade edildiği için, siyaset yaptıklarından zaten çok başlarına buyruktular.
Mustafa Kemal Paşa eski İttihatçıların CHP'de etkin olmalarından pek de haz etmiyordu. Çünkü Enver, Talât ve Cemal Paşalar ölmüş olsalar bile eski İttihatçı kadrolar hâlâ iktidardan pay istiyorlardı.
Cumhuriyeti kuran ve hızla devrimlere yönelen Mustafa Kemal’inse böyle siyasi entrikalarla ve iktidar için güç oyunlarıyla kaybedecek vakti yoktu.
Nihayetinde Mustafa Kemal’e düzenlenen 1926 İzmir suikasti sonrası büyük hesaplaşma yaşandı ve tüm İttihatçılar tasfiye edildi.
***
İttihat Terakki artık tarihe mal olmuştur. Dönemin yapısı gereği özellikle subay olan mensuplarının gözü karaydı, silaha davranmakta hiç tereddüt etmezlerdi. Bu ‘silahşörler’ pek çok hatalı işler de yaptılar.
Fırkanın en güçlü zamanlarında, iktidar ve padişah ellerindeyken bile hiçbiri paraya pula bakmadı, haram yemedi, cebini doldurmayı düşünmedi.
Onlar maceracılık, hayalperestlik, devlet adamı yetersizlikleri ve hatalı kararlarla ciddi sonuçları olan yanlış işler yaptılar.
Bununla birlikte kesin olan gerçek şudur: Hepsi de vatanın fedakâr evlatlarıydı. Ayrıca vatana yaptıkları hizmetler de gözardı edilmemelidir.
***
Evet, merkez sağı konuşacakken “Nereden çıktı bu İttihat Terakki” dediğinizi duyar gibiyim. Memleketimizde sol ve ilerici-devrimci hareketin partileşmesinin İttihat Terakki’yle başladığı düşünüldüğünde onun anti tezinin yani sağ hareketin de o tarihten başlatılması gerektiği kanaatindeyim. Bu çok kısa girişi de o sebeple yaptım.
20. yüzyıl başlarında İttihat Terakki siyaset sahnesindeyken karşı tarafta da partiler vardı. Bunların en önemlileri de Hürriyet ve İtilaf ile Ahrar Fırkaları’ydı.
Fakat merkez sağın tarihini bu iki fırkayla başlatmak bana doğru gelmiyor. Çünkü özellikle Hürriyet ve İtilaf tam bir Millî Mücadele düşmanıydı ve işgal devletleriyle işbirliği hâlindeydi; hiçbir millî vasfı yoktu.
Damat Ferit’in bu partiye mensup bir sadrazam olduğunu hatırlatmam sanırım yeterli olacaktır. Ahrar ise liberal olmasına rağmen bölücülüğe kayacak şekilde ‘adem-i merkeziyet’ savunucusuydu.
Yorumlar
Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın