Dünya savaşına doğru mu?

 

Herkesin dikkatinin koronavirüs felaketine yoğunlaştığı bugünlerde dünyadaki çok tehlikeli bir gidişe dikkat çekmek istiyorum.
Covid 19 adlı virüsün kısa sürede yarattığı ölümcül etki sebebiyle dünya hâlâ girdiği şoktan çıkamamıştır. Elbette ki aklı başında olan, geleceği öngörmeye çalışan ve en önemlisi de planlamanın önemini kavrayan devletler/hükümetler bu musibetten gereken dersleri çıkarmışlardır. 

Dünyanın ne kadar kırılgan olduğu bu virüs vesilesiyle ortaya çıkmıştır. Bundan sonraki süreçte hesaplar ona göre yapılacaktır.

Dünya, er ya da geç bu virüs belasından kurtulacak. Fakat bir tehlike var ki ondan nasıl kurtulunabilir emin değilim. O çok büyük tehlike ise silahlanma yarışıdır.

Kişisel temennim dünya yüzünde hiçbir zaman, asla savaş olmamasıdır. Fakat maalesef bugüne kadar yaşadıklarımız ve tecrübelerimiz batılı emperyalistlerin bu konuda rahat durmayacağını bize göstermiştir. 
Yazık ki dünyanın savaşsız bir tek günü geçmiyor. Hesaplar hep güce yönelik. Güçlü olmak, daha güçlü olmak, daha da güçlü olmak... 
Elbette ki özünde her savaşın sebebinin ekonomik olduğunu da unutmamak lazımdır.

Hali hazırda dünyanın pek çok yerinde sorunlar vardır. Sadece şu an itibarıyla Hint-Asya-Pasifik ekseninde ABD ile Çin; Ukrayna, Kırım, Ortadoğu, Suriye’de ABD ve Suudi Arabistan ortaklığına karşı Rusya, İran, Suriye; Libya’da Türkiye ile AB ülkeleri ve zaman zaman Rusya ve en nihayet Doğu Akdeniz’de tüm dünya birbirleriyle ya direkt ya da vekâlet savaşı denilen türde çatışmalar veya gerilim içindedir.

Dünya çok büyük bir hızla silahlanma yarışını sürdürmektedir. Uluslararası Stratejik Araştırma Enstitüsü’nün (ISIS) verdiği son bilgilere göre, geçen yıl savunma harcamalarında son 10 yılın en büyük artışı yaşandı. Ülkeler arası ortalama artış %4 oldu. En büyük silahlanma ve savunma artışı %6 oranla ABD ve Çin’de gerçekleşti. Üçüncü sırada Suudi Arabistan, dördüncü sırada ise Rusya yer almaktadır.

ABD geçtiğimiz yıl savunma harcamalarına tüm Avrupa ülkelerinin savunma bütçelerinin 4 katı bütçe ayırmıştır. Raporda Çin ve Rusya’nın silahlanmalarına da dikkat çekilmiştir.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRl) yayımladığı raporda Türkiye’nin 19 milyar Dolar harcamayla 15. sırada olduğunu bildirmektedir.

Her ülke savunma sanayine ve silahlanmaya farklı sebep ve gerekçelerle para harcamaktadır. Emperyalist ülkeler emperyal hedef ve stratejilerini gerçekleştirmek ve güçlerini daimi hale getirmek için bu harcamayı yapmaktadırlar. 
Bazı ülkeler de ülkelerini savunma amaçlı olarak bu konuya para ayırmaktadırlar. Türkiye de bu ülkelerdendir.

Bulunduğumuz coğrafya Orta Doğu, Ege ve Doğu Akdeniz kaynaklı pek çok dış tehdide açık bir bölgedir. Bu sebeple vatanımızı korumak için muhakkak surette askeri açıdan güçlü olmalıyız. Özellikle Doğu Akdeniz ve Ege kaynaklı tehditler deniz gücümüzün yani donanmamızın çok kuvvetli olması gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Unutulmamalıdır: Denize kıyısı olan ülkelerin millî savunmaları denizlerde başlar.

Mersin, Türkiye için Doğu Akdeniz’in jeostratejik olarak en önemli noktasındadır. Çıkabilecek bir savaş halinde çok büyük önemi olacaktır. 
Yunanistan Ege’de 18 adamızı işgal etmiştir. Kıbrıs Rum Kesimi’nde ABD, Yunanistan, İngiltere ve Fransa’nın askeri varlığı bulunmaktadır. 
Suriye ya da İsrail’in durumlarını saymıyorum bile. 
Yukarıda büyük resmin sadece küçücük bir bölümünü aktardım. Bu kadarı bile Mersin’in jeostratejik ve jeopolitik önemini fazlasıyla göstermektedir.

Daima hatırda tutulmalıdır: Savaşı önlemenin en etkili yolu, muhataplarınıza savaşa ne kadar hazır olduğunuzu göstermektir.

Dolayısıyla her zaman dikkat çektiğim bir hususu bir defa daha tekrar etmek istiyorum: Mersin mutlak surette ve ivedilikle denizcileşmelidir. 
Bu konuda Mersin Büyükşehir Belediyesi gecikmeksizin, derhal inisiyatif almalıdır.

Mersin’in denizcileşmesi gerekliliği sadece savaş hali için değil, barışta da ekonomik anlamda önem arz etmektedir. 
Bu konuyu bundan sonra da bıkmadan, usanmadan dile getirmeye ve yazmaya devam edeceğim. Ta ki bu millî gereklilik tam hakkıyla yerine getirilene kadar...

Allah sevgili ülkemizi bir savaştan korusun; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve kahraman Türk Ordusu’na zeval vermesin.

 

 

 

  • Mehmet S. Nane

  • 21 Nisan 2020

Sayfayı Paylaş

Yorumlar

Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın

leaf-right
leaf-right