Mustafa Kemal Paşa’nın ‘Kutsal İstiklâl Yürüyüşü’ (1)

 

Değerli okur dostlarım, bugünden itibaren 7 serilik bir yazı dizisine başlıyoruz.

Bu dizi yazılarda 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan hemen sonraki 4 yılda yaşananları özet olarak inceleyeceğiz. 
Ben bu dönemi ‘Kutsal İstiklâl Yürüyüşü’ süreci olarak adlandırıyorum.

Bahsettiğim dönemi Mustafa Kemal Paşa’nın Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı görevini devrederek İstanbul’a geldiği günden yani 13 Kasım 1918’den başlatacağım. 
Dizi yazımız istiklâlimizi kazandığımız 30 Ağustos 1922 tarihindeki Büyük Taarruz (Başkumandanlık Meydan Zaferi) ile son bulacak.

***

Mustafa Kemal Paşa memleketin içine sürüklendiği durumu I. Dünya Harbi’nin çeşitli cephelerinde bulunduğu sırada yakından takip ediyordu. İstanbul’a geldikten sonra vaziyetin vahametini yerinde de görmüş oldu. 
Geldiği gün motorla boğazın karşı yakasına geçerken demirli düşman zırhlılarını gördüğünde yaveri Cevat Abbas’a (Gürer) “Geldikleri gibi giderler” demişti. 
Bu söz daha o erken tarihlerde kendisine ne kadar güvendiğini ve vatanı kurtaracağına olan kesin inancını göstermesi bakımından önemlidir.

Mustafa Kemal Paşa Suriye cephesinde 2. ve 7. Ordu Kumandanlıkları ve Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı yaptığı sırada zaten İstanbul’a memleketin durumu hakkında sürekli yazılar ve raporlar gönderiyordu.
Bu raporları Harbiye Nezareti’ne (Savaş Bakanlığı) ve bazen de hiyerarşiyi atlayarak doğrudan Sadaret (Başbakanlık) makamına gönderiyordu.

Daha cephede iken memleketin kurtuluşu için harekete geçmeyi kafasına koymuştu. İstanbul’a geldikten sonra hemen çalışma ve temaslarına başladı. Harbiye Nezareti’nde veya diğer birliklerde kumandan olarak görevli arkadaşlarıyla ve güvendiği subaylarla toplantılar yapmaya başladı. 

Bu toplantılarda izlenecek hareket tarzı tartışılıyordu. Aylar boyunca yaptığı sayısız görüşme, toplantı ve temaslardan sonra Mustafa Kemal Paşa İstanbul’da bir şey yapma imkânı olmadığına karar verdi. 
Memleketi kurtarmak için yapılacak şey Anadolu’ya geçmekti.

Anadolu’da yapacağı çalışmalarda dayanacağı ordu birlikleri çok önemliydi. Bu konuda Erzurum’da bulunan 15. Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa ile Ankara’da bulunan 20. Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa’ya güveniyordu.

***

Mustafa Kemal Paşa 16 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’dan Bandırma vapuruyla Samsun’a doğru yola çıktı.  
Türk tarihinin kutlu günlerinden biri olan 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak kurtuluşun da ilk adımını atmış oldu.

Bu tarihten itibaren hiç vakit kaybetmeden çalışmalarına derhal başladı ve Samsun’a çıktıktan yaklaşık bir ay sonra 22 Haziran 1919’da Amasya Tamimi (Amasya Genelgesi) yayınlandı.  
Ayrıca gecikmeksizin çok önemli bir adım atılarak tüm çalışmaları yürütmek amacıyla Mustafa Kemal Paşa başkanlığında Heyet-i Temsiliye oluşturuldu.

***

Bu arada, saray ve hükümet yoğun bir şekilde İstanbul’a dönmesi için baskı yapıyorlardı. Bunun üzerine çok sevdiği askerlik mesleğinden 8-9 Temmuz 1919 gecesi istifa etti. 
Bu istifa, çalışmalarında hiçbir şekilde kesinti yaratmadı. Kararlılığı ve iradesi sayesinde 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi’ni, 4 Eylül 1919’da da Sivas Kongresi’ni toplayarak halkın temsilcilerinin bu kongrede yer almalarını sağladı.

 

 

 

 

  • Mehmet S. Nane

  • 11 Temmuz 2020

Sayfayı Paylaş

Yorumlar

Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın

leaf-right
leaf-right