Diziler televizyonun olmazsa olmazlarıydı. Ağırlık tartışmasız Amerikan dizilerindeydi. Çok tutulan Türk dizileri de vardı.

Şimdi yazacaklarım Türk halkını adeta ekrana kilitleyen dizilerdi. Şimdi bu dizilerin adlarını ve kahramanlarının dizilerdeki isimlerini sizlere hatırlatmak istiyorum. Yazının hacmini çok aşacağı için konularına ve diğer yan karakterlere maalesef yer veremeyeceğim. 

Kaçak (Dr. Richard Kimball), Zengin ve Yoksul (Rudy ve Tom Jordache), Jack (Jack, Amore D’Arganton), Mc Millan ve karısı (Stewart ve Sally Mc Millan), Kaygısızlar (Danny White ve Lord Brad Sinclair), Tatlı Cadı (Sementha ve Darren), Komiser Colombo, Uzay Yolu (Kaptan Kirk, Mr. Spock), Küçük Ev (Laura Inglass), Bonanza (Ben Cartwright ile oğulları Adam, Hoss ve Küçük Joe), Avukat Petrocelli, San Fransisco Sokakları (Mike Andross), Charlie’nin Melekleri (Jill, Sabrina, üçüncüsü emin değilim Kate’miydi acaba), Görevimiz Tehlike (Jim ve arkadaşları), Tatlı Sert (Miss Emma Peel ve Mr. Steed), Yukarıdakiler Aşağıdakiler (Lord Bellamy, Marjorie Bellamy), Kaptan Onedin (James Onedin)...

Türk dizilerinden ise Kaynanalar (Nuri ve Nuriye Kantar), Aşk-ı Memnu (Bihter, Behlül, Adnan Bey) aklımda kalmış.

***

Çocuklara yönelik program ve çizgi filmler de olurdu TRT televizyonunda. Çizgi filmlerden Heidi (Heidi, Peter, Alp Dede, Clara, Bayan Rottenmeir) ve Tatlı Kahramanlar (Akıllı Bıdık, Ayı Yogi, Tırmık, Bıcır, Gıcır) haftada bir yayınlanırdı ve ben dahil bütün çocukları adeta televizyonun karşısına çivilerdi. Pembe Panter ve Temel Reis’in belli bir günü var mıydı hatırlayamadım. 

Levent Kırca ve Köksal Engür’un sunduğu Oyun Treni ve yabancı bir yapım olan Pilli Bebek aklımda kalan çocuk programları. Kahramanı Patraş isimli bir köpek olan hüzünlü bir çizgi film daha vardı. Emin değilim ama galiba dizinin kahramanı olan çocuğun adı Nero’ydu. Çizgi dizinin son bölümünde çocuk ve Patraş yoksulluk sebebiyle açlık ve soğuktan donarak öldüler ve biz çocukları kederlere boğdular.

***

Eğlence, yarışma ve müzik programları da olurdu televizyonda. Pazar günleri Cenk Koray ve Güneş Tecelli’nin sunduğu Tele Pazar yayınlanırdı. Programda müzik, söyleşi ve yarışma bölümleri olurdu. Bir de Cenk Koray’ın stüdyodaki seyircilerle tatlı tatlı pazarlıklar yapıp, teklifler sunarak hediye dağıttığı bir bölüm vardı. 

Cemile Kutgün de müzik/eğlence programlarının sevilen sunucularındandı.

Söz ustaları Halit Kıvanç, Orhan Boran ve Erkan Yolaç da televizyonun vazgeçilmezleriydi. Bu değerli sunucular hem sevilir hem de kendilerine saygı duyulurdu. Halit Kıvanç’ın sunduğu bir yarışma programı vardı, çok beğenilirdi; adını hatırlayamadım. Erkan Yolaç’ın “Evet-Hayır”ı ise bir fenomen olmuştu.

Bir de her sene hüsrana uğradığımız ve millî bir mesele gibi önem verdiğimiz Eurovision müzik yarışmaları vardı. Değişmez sunucusu ise Bülent Özveren’di.

***

Spor programlarını nerdeyse hiç kaçırmazdım. Şimdi tamamen vazgeçtim ama o zamanlar futbol maçları seyretmeyi severdim. Mersin İdman Yurdu ve Fenerbahçe taraftarıydım ve İdman Yurdu maçlarını stada giderek izlerdim. 

Programın adı galiba Stüdyo Spor’du. Sunucu olarak Tansu Polatkan, İlker Yasin ve Ümit Aktan kalmış aklımda. 

***

Güzel yılların bozulmamış, yozlaşmamış, sakilleşmemiş, kalitesizleşmemiş, seviyesizleşmemiş, halkı uyutma aracı olarak kullanılmayan, her şeyin paraya endekslenmediği 70’lerin televizyon programlarından aklımda kalanlar işte bunlar.

Şimdi hepsi de birer hoş hatıra...