İktidarın bazı icraatları
İlk Söz: Kısa bir müddet Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği yapan ve bu görevinden istifa eden pek kıymetli dostum, değerli entelektüel Ahmet Müfit Bey’in odaTV’de 1 Kasım 2020 tarihinde yayımlanan yazısını muhakkak okumanızı tavsiye ediyorum.
Değerli dostum, bu makalesinde “Atatürk çizgisi sahipsiz mi kaldı?” sorusunu fevkalade güzel incelemiş ve Atatürk’ün yaptığı işlerdeki cevherin, “antiemperyalist öz” olduğunu çok güzel vurgulamış.
Sadece bu yazısını değil, Müfit Bey’in tüm yazılarını takip etmenizi de öneriyorum.
***
AKP iktidarının 18 yıldır yaptıklarının neredeyse tamamına karşıyım. Bu konulardan bahsetmeyeceğim. Çünkü yazacağım makaleyi kitaba dönüştürmeye niyetim yok!
Bugün sizi şaşırtacağım. AKP’nin çok çok azında mutabık olduğum bazı icraatlarını yazacağım.
Çünkü “aydın vicdanı ve namusuna sahip olmak” da, “yazarlık sorumluluğu” da bunu gerektirmektedir. Makalelerimi kaleme alırken hakkaniyet içinde davranmak benim için taviz vermeyeceğim bir mesuliyettir.
***
İlk konu yıllar önce başlatılan bir uygulama: Sigara yasağı.
Sigara içenler bana tepki gösterebilirler. Canları sağolsun. Fakat bu uygulama biz sigara içmeyen ve buna rağmen dumana maruz kalarak hem rahatsız olan hem de zehirlenenler için fevkalade rahatlatıcı oldu.
Bununla beraber, uygulamada biraz rehavet seziyorum. Zaman zaman bazı kapalı alanlarda ihlallere rastlıyorum. Bunu da belirtmiş olayım.
***
Libya ile akdedilen ‘Deniz yetki alanlarının sınırlandırılması’ mutabakatına ilk günden itibaren destek verdim. Bu konuda makaleler de yazdım. Bu hamle Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye alan açmıştır. Doğru bir karardır. Millî bir konudur.
Bunun yanı sıra defaatle yazdığım üzere, salt bu hamle yetmez. İvedilikle Suriye, Mısır, Lübnan ve İsrail’le de deniz yetki anlaşmaları yapılmalı, Batılı emperyalistlerin ve Yunan’ın yani ‘şer cephesinin’ sinsi oyunları boşa çıkarılmalıdır.
***
Yakın zamanda Karadeniz’de bulunan doğalgaz her Türk vatandaşı gibi beni de çok mutlu etti. Bu da millî bir konudur. Ülkemizin istikbali ile ilgilidir. Siyasi mülahazalarla ele alınmamalıdır. Başarı elbette iktidarındır ama tüm halka mal edilmelidir.
Ayrıca şunu da muhakkak söylemek lazımdır: AKP hükümetlerinin doğal kaynakalarımızı nasıl özelleştirdiği ortadadır. Fakat bazı sektörler vardır ki devletin elinde kalması millî gerekliliktir. Bu hususa riayet edilip edilmediği herkesin malumudur.
(Özelleştirmelerin kimlere yapıldığı, çok önemli ve ayrıca konuşulması gereken bir husustur).
***
Doğu Akdeniz’de şu an için uygulanan politikalar olumludur. Katiyen geri adım atılmamalı, taviz verilmemelidir. Ardı ardına Navtex ilan edilmiştir ve çok doğru yapılmıştır. ABD ve AB’nin baskılarına kulak asılmamalı ve bu politika devam ettirilmelidir.
Kahraman Türk Bahriyesi kumpas davalarda aldığı ağır hasara rağmen dimdik görevinin başında olarak en büyük teminatımızı teşkil etmektedir. Bununla beraber kati surette diplomasiye öncelik verilmeli, ‘diplomasi sanatı’nın tüm imkânları kullanılmaldır.
Suriyeliler ne çabuk unutuldu
Makalemin bu bölümünde, AKP’nin uyguladığı fevkalade hatalı politika neticesinde ülkemize büyük zarar veren ve unutulan/unutturulan bir konuyu hatırlatacağım.
Suriyelilerle ilgili daha evvel kapsamlı yazılar yazmıştım. Maalesef bizim halkımız sıcak gündemin peşine takılarak asli sorunlarını unutabiliyor. Üzülerek söylemeliyim ki halkımız ‘fikrî takip’ yapmıyor.
Suriyeliler dün de büyük bir sorundu, bugün de öyle, yarın da öyle olacak. Suriyeliler bazı iktidar mensuplarının söylediği gibi benim ‘kardeşim‘ falan değil.
Benim 83 milyon kardeşim var. Suriyeliler benim için sadece ‘istenmeyen misafir’.
Benim kardeşlerim binlerce yıldır Anadolu toprağını paylaştığım, etle tırnak olduğum halkımdır. Kardeşlerimle aramda binlerce yılın imbiğinden süzülerek gelen ‘kültür birliğim’ vardır. Sadece aynı dine mensup olmam beni hiç kimseyle kardeş yapmaz!
***
Bu gelenlere ne kadar para harcadık; 40 milyar mı, 50 mi, daha mı fazla? Bulunan doğalgaz bizi milletçe mutluluğa gark ederken uzmanlar 60-70 milyar Liralık bir kaynaktan söz ediyorlar. Yani Suriyelilere neredeyse bulduğumuz bu doğalgaz kaynağı kadar para harcamışız.
Ne uğruna? Yazık değil mi milletin parasına?
***
Ülkemizi yönetenlere ve aziz Türk Milleti’ne sesleniyorum: Ey yöneticiler, Ey Türk Milleti; Suriyelilerin ülkelerine gönderilmeleri şarttır. Dilimizi öğrenseler bile aramızda hiçbir zaman kültür birliği olmayacaktır. Binlerce yılın birikimi lisan öğrenmekle elde edilemez.
Ahmet Davutoğlu’nun stratejik saçmalıkları bizi Suriye ile bugünkü noktaya getirdi.
Bu yanlışı sürdürme ısrarı artık yetmedi mi ?
Suriye'yle ilişkileri düzeltmek hem Doğu Akdeniz politikamızda muazzam olumlu bir etki yaratacaktır hem de Suriyelilerin bir plan dâhilinde gönderilmelerinin yolunu açacaktır.
***
Not: İzmir’deki deprem hepimizi yüreğimizden vurdu. Acımız büyük. Güzel İzmir’imizin güzel insanlarına ve tüm milletimize geçmiş olsun. Hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Yorumlar
Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın