Son kitabım geçtiğimiz hafta yayınlandıktan sonra hiç zaman kaybetmeden önümüzdeki Nisan-Mayıs aylarında yayınlamayı planladığım yeni kitabımın çalışmalarına başladım.

Kitap kafamda hazır fakat yine de bazı okumalar yapmam lazım. Bu sebeple, birkaç haftadır makale dışında herhangi bir şey yazmadan aralıksız olarak okuyorum. Bu bir müddet daha böyle gider. Sonra yazma aşaması ve kitap tamamlandıktan sonra da yeni kitap çalışmaları başlar...

Malûmunuz, değişmez kaidedir: İyi okumayan iyi yazamaz...

***

Bugün size, kitabımla ilgili okumalarıma ara vererek, bir solukta bitirdiğim çok değerli bir kitaptan bahsetmek istiyorum: Doğu Akdeniz  / Mavi Vatan’ın Güney Cephesi.  
Kitabın yazarını artık tüm Türkiye tanıyor: “Mavi Vatan” kavramının yaratıcısı Amiral Cem Gürdeniz.

***

Evvela söylemeliyim ki Amiral Gürdeniz tertemiz Türkçesi ve akıcı üslûbuyla yine çok rahat okunan ve okuyanı bilgiyle “mücehhez” hâle getiren birinci sınıf bir eser yaratmış.

Mavi Vatan, telaffuz edildiği andan itibaren salt Türkiye’de değil dünyada da büyük yankı uyandırmıştır. Türkiye’nin yüksek menfaatlerini birinci derecede ilgilendiren bu kavram emperyalist Batı’yı da müthiş derecede rahatsızlığa sevk etmiştir.

Amiral Gürdeniz vatan ve devlet için pek çok değerli hizmet yapmıştır, yapmaktadır. Fakat tek başına “Mavi Vatan kavramını” yaratması bile bütün ömrüne yetecek bir hizmet ve şereftir.

***

Türkiye’nin 21. yüzyıl ve sonrasında istikbali denizlerdedir. Ve Doğu Akdeniz bu konuda ülkemizin birinci önceliğidir. 

Cem Amiralim “Türkiye denizcileşmelidir” derken Doğu Akdeniz’in önemini de çok kesin çizgilerle vurgulamaktadır.

Kitapta, Türkiye’nin sahildar olduğu Karadeniz, Ege ve elbette ki Akdeniz’deki durumunu ve pozisyonunu, Türk Deniz Kuvvetleri’nin rolünü ve yaptığı çalışmaları, emperyalist Batı’nın Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’ni kullanarak ülkemizin hak ve menfaatlerini gaspetme çalışmalarını, tüm Akdeniz perspektifi ele alınarak bu stratejik alanın tüm dünyayı nasıl etkilediğini, Rusya ve Çin’in konumlanmalarını, Hint Okyanusu’nda “bayrak gösteren” Türk donanmasından nasıl rahatsız olunduğunu, dünyanın asıl mücadele alanı olan Pasifik Okyanusu’ndaki gelişmeleri, Doğu Akdeniz’in Avrasya’ya ve Türk dünyasına etkilerini, “Sondaj Diplomasisi”ni, Türk Deniz Kuvvetleri’nin “devlet uygulamalarını” ve “ganbot diplomasisini” nasıl başarıyla uyguladığını, “Navtex” ve MEB ilanlarını, Batı’nın kurgulamak istediği ve Suriye’den Akdeniz’e çıkışı olan kukla bir Kürt Devleti’nin yaratacağı olumsuz etkileri, Türk Deniz Kuvvetleri’nin Karadeniz, Ege ve Akdeniz’le eş zamanlı olarak İyon Denizi’nde muazzam büyüklükteki tatbikat icra etme başarısını ve tüm bunları da alçak kumpas davalarından çok kısa bir süre sonra toparlanarak yapabilme yeteneğini...
Ve daha onlarca konuda merak edilen pek çok sorunun cevabı verilmektedir. 

Olaylar tarihsel süreç ve bağlamda ele alınmış ve teknik denizcilik konuları bile çok anlaşılır kaleme alınmış. 
Muhakkak okumanızı tavsiye ediyorum.

***

Türkiye'nin denizcileşmesi ve Doğu Akdeniz konuları, Kıbrıs’ı da içine alacak biçimde en önemli millî davamızdır.  
Tüm yurttaşlarımızın bu hususları kavraması çok önemlidir. Bu kitap bunu sağlayacaktır.

***

Amiral Gürdeniz, bu kitabı neden yazdığını ”Başlarken” bölümünde şu sözlerle ifade ediyor:

“(...) Türk vatandaşının güvenlik, refah ve mutluluğuna en büyük katma değeri yaratacak Doğu Akdeniz ile onun asli koruyucusu Cumhuriyet Donanması hakkında okuyucuya temel bilgiler ve bilinç kazandırmayı amaçlamaktadır...”

***

Denizci Türkiye hedefi sadece gelişme, ilerleme ya da büyümenin gereği değil, üniter ve bağımsız bir ülke olarak kalabilmemizin de birinci şartıdır.

Tüm Türkiye ve elbette ki denizcilikte Türkiye’nin en önemli ve stratejik şehri olan Mersin denizcileşmelidir. 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Mersin’e özel bir önem vererek ve gerekirse yeni denizcilik kanunları çıkararak Mersin’in konumunu güçlendirmelidir.

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi olmam hasebiyle Ağustos 2020’de yapılan Meclis’in 1. birleşiminde denizcilik ve Mersin’in denizcileşmesi konusunda ayrıntılı bir konuşma yapmıştım. Bu konuda zaman zaman makaleler de yazıyorum.

Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne, Denizcilik Daire Başkanlığı kurulması için müteaddit defalar yaptığım çağrıyı tekrarlayarak yazıyı bitirmek istiyorum.