Türk Ordusu’ndan utanmalı mıyız? (2)
İsterseniz o kadar kötüledikleri Türk Ordusu’nu şimdilik bir kenara koyarak, bu demokrasi ve insan hakları şampiyonu (!) ülkelerin ordularının tarihlerine çok çok özet olarak bakalım:
***
ABD ordusu bir katliamlar ordusudur.
İnsanlık suçlarına evvela, toprakları ellerinden alınan Amerikan yerlilerini öldürerek başlamıştır. Irkçılıkları o kadar ileridir ki yerlilere kızıl derili (red skin) demişler ve dünyaya da öyle pazarlamışlardır.
Bu insanlar kısa süre içinde “rezervasyon bölgeleri” adlı yerleşim alanlarına kapatılmışlardır. Bu bölgelere “etnik gulag” adı verilmektedir.
O toprakların asıl sahiplerine bu “yaşam alanları”nı lütfetmelerinin (!), yaptıkları soykırıma varan katliamların üzerini örtmesi mümkün değildir.
Sinemanın icadından itibaren dünyaya western (kovboy) filmlerini pazarlamaya başlamışlardır. Filmler vasıtasıyla algı operasyonu yaparak, katlettikleri bu zavallı halkı vahşi ve kötü göstermeyi başarmışlardır!
(ABD genelinde ve özellikle güneyinde ortalama bir Amerikalının “renk problemi” vardır. Başta Afro Amerikalılar olmak üzere, Amerikan yerlilerini (kızıl derililer) ve “sarı ırk” Asyalıları aşağı görürler.
Bu ırkçılık utancını yaklaşık 200 sene sürdürdükten sonra, (sözde) geride bırakalı sadece birkaç on yıl oldu.
“Sözde” dedim çünkü, “Floyd olayı”, ruh hastası ırkçı bir polis üzerinden, irili ufaklı pek çok olayda Amerikalıların bu ırkçılıklarını devam ettirdiklerini göstermiştir!)
II. Dünya Savaşı’nda ABD ordusu Japonya’ya attığı 2 atom bombasıyla yaptığı tüm rezilliklerin ve insanlık suçlarının zirvesine çıkmıştır. Bomba düştüğü an sadece tek bir saniyede yüzbinlerce sivil katledilmiş, ortaya çıkan korkunç ısıdan dolayı insanlar buhar olarak atmosfere yükselirken gölgeleri kaldırımların üzerinde kalmıştır!
Üstelik, bu bombaların atılmasına da gerek yoktu. Japonlar savaşı zaten kaybetmişti.
(Zaten amaç kazanılmış olan savaşı tekrar kazanmak (!) değildi. Hiroşima ve Nagazaki bir deney laboratuvarı olarak kullanılmış, aynı zamanda da dünyaya gereken mesaj verilmişti!)
Amerikan ordusunun Vietnam Savaşı’nda yaptığı katliamlar, cayır cayır yaktıkları köyler ve insanlar, yaptıkları tecavüzler kitaplara sığmamaktadır. Napalm bombası denilen bir Allah’ın belasıyla insanları diri diri yakmışlardır. İnsanlık suçları yanında, insanlık ayıpları da işlemişlerdir.
Son Irak işgalinde milyonlarca sivili katletmiş, on binlerce kadına tecavüz etmişlerdir. O kadınlar ki, intihar etmek İslâm dinine aykırı olduğundan, insanlardan öldürülmelerini dilenmişlerdir.
Evet, bilerek yazıyorum: Dilenmişlerdir. Bu, yalvarmanın çok ötesinde bir durumdur. O suçsuz, günahsız kadınlar, genç kızlar işte o derece umutsuz ve çaresiz hissetmişlerdir kendilerini...
ABD ordusunun tarihin utanç sayfalarında yer alan onlarca insanlık suçunu ve rezilliğini yerimin darlığı açısından buraya alamıyorum.
***
Büyük Britanya yani İngiltere özellikle donanması marifetiyle dünyanın yarısını sömürgeleştirmiştir. İngiliz ordusunun sömürge ülkelerinde yaptıkları katliam ve insanlık suçları tarih kitaplarından taşmaktadır.
Günümüzdeki stratejik müttefiki olan ABD’de 18. yüzyıl sonunda yaptıklarını şimdi iki taraf da unutmayı tercih ediyor!
Güney Afrika’da Boer Savaşları’nda İngiliz ordusunun, Hitler’den bile önce tarihin ilk toplama kamplarını kurduğu ve buralarda onbinlerce çocuk ve kadını öldürdüğünün unutulduğunu mu sanıyorlar acaba?
Kendilerine “centilmen” diyen İngiliz askerleri, savaşan Boer askerlerinin çiftliklerini ve evlerini yakmış, eşlerini ve çocuklarını bu kamplara kapatarak berbat şartlarda ölüme terk etmişlerdir.
Bu insanlık dışı uygulamayla yaşları 16’dan küçük 24.000 çocuk hayatını kaybetmiştir.
Hindistan’da ya da diğer sömürgelerinde kendilerini üstün ırk olarak görüp sivil halka yaptıkları zulmü hangi vicdan kabullenebilir?
Ortadoğu’nun tüm ülkelerinde askeri casuslarının işledikleri suçlar unutulabilir mi?
II. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra Filistin topraklarını İsrailli yerleşimcilere açarak katliamları seyretmeleri nasıl izah edilebilir?
Hükümetlerinde “Sömürge Bakanlığı” olan bir ülkeden bahsediyoruz! Sömürgeleştirdikleri ülkelerde işledikleri insan hakları suçlarının yanı sıra, bu ülkelerin bütün kaynaklarını da yağmalamışlardır!
***
Fransız ordusunun Hindiçin’de, Vietnam’da, Cezayir’de yaptığı faşist uygulamalar ve katliamlar utanç belgeleri olarak tarihe geçti.
I. Dünya Savaşı’nda Almanlarla karşılıklı birbirlerine zehirli gaz saldırısında bulunarak askerlerinin ciğerlerini parçalayarak, ciğerlerini öksürterek öldürmediler mi?
Yine I. Dünya Savaşı’nda ve İstiklâl Harbi sürecinde işgal ettikleri Türk topraklarında Fransız ordusunun sivil Türk halkına katliam yaptığını unuttuk mu sanıyorlar?
Camileri, köyleri yaktılar, Türk kadınlarına tecavüz ettiler.
Çocukları kurşuna dizdiler; çocukları...
Türkiye’de ve dünyada yaptıkları zulüm, katliam ve işledikleri rezil suçların hangisini yazmalı bilmem ki...
***
Yunan askerinin İngiliz kışkırtmasıyla işgal ettiği İzmir ve Batı Anadolu’da yaptığı alçakça vahşet, tecavüz, yağma, köy ve şehirleri yakmaları zulümden de öte bir insanlık suçudur.
Bunlar mı askerlik şerefine sahip olanlar!
Yaptıkları unutuldu mu sanıyorlar? Ya da unutulacak mı...
***
Alman ordusu için II. Dünya Savaşı’nda yaptıklarının utancı yeter. Ama bir Alman’la konuşsanız o soykırımları ve katliamları Naziler yapmıştır! Üstlerine alınmazlar!
Yani o insanlık suçlarını SS’lerin, Gestapo’nun, Einstazgruppen’in, Waffen SS’in, Leibenstandarte SS’in işlediğini, diğer Almanların adeta “sütten çıkmış ak kaşık” olduğunu ihsas ederler!
Pekâlâ, o Naziler uzaydan mı geldi? Suçu Nazi’lere at kurtul. Öyle mi?
İşte bu da farklı bir algı operasyonu. Sanki farklıymış gibi Alman’la Nazi’yi ayrıştırarak sunuyorlar!
Faşist Hitler’i demokratik seçimlerde oy vererek iktidara getiren hangi halktı?..
***
İtalyan ordusunun Etiyopya (eski Habeşistan), Libya ve II. Dünya Savaşı’nda Arnavutluk’ta, Yunanistan’da yaptıkları rezillikler ve suçlar çok mu övünülecek şeylerdir?
Mussolini soytarısını hatırlatmaya gerek var mı?
***
İspanyol Pizarro ve Cortes’in emrindeki askerler Güney Amerika’yı keşfettiklerinde muazzam İnka, Maya, Aztek uygarlıklarını hem de akıl almaz katliamlarla yerle bir etmediler mi? Motivasyonları altın ve Hristiyan misyonerliği değil miydi? Tarihin en büyük yağmalarını yapmadılar mı?
Ortaçağ karanlığında Engizisyon’a destek veren kimin ordusuydu?
Faşist Franko ordusunun 1939 iç savaşında Cumhuriyetçilere yaptıkları kabul edilecek şeyler midir...
***
Modern (!) Batı’nın ordularının bazılarının sicili çok çok özet olarak işte budur.
Tarihleri; soykırımla, menfaatleri için katliam yapmakla, kan dökücülükle, kıyımla, tecavüzle, yağmayla ve her çeşit insanlık suçlarıyla doludur. Geride bıraktıkları koskoca bir utançtır.
Demokrasi ve insan hakları mı? Söz konusu kendileri olduğunda hiçbir anlamı da, kıymeti de yoktur!
Geçiniz efendim, geçiniz!
Bu iki yüzlü Batılı emperyalistlerin orduları eliyle sadece ve sadece menfaatleri için yaptıklarının çok çok az bir kısmını bu makalede aktarabildim.
Bu işgalci ve katliamcı ordular dünyaya sadece kan ve gözyaşı vermiştir!
Bu itibarla, hiçbirinin, tarihinde utanç bulunmayan Türk Ordusu’na en ufak bir söz söyleme hakkı ve haddi yoktur!
***
Doğrudur. Türk Ordusu Cumhuriyet’ten ve Atatürkçülük’ten zaman zaman sapmış, o dönem başında bulunan Amerikancılar sebebiyle darbeler yapmıştır.
Fakat unutulmasın ki genetik kodlarında Cumhuriyet’e bağlılık olan Türk Ordusu’nun asli çekirdeği sağlamdır.
Özüne sahip çıkıldığında vatanın, milletin ve devletin en büyük teminatıdır.
Ve en önemlisi Türk Ordusu’nun tarihinde utanılacak hiçbir şey yoktur.
***
Hatırdan çıkarılmamalıdır: Türk Ordusu, dünyanın en meşru ve en haklı savaşında emperyalizmi toprağından söküp atmış olan bir İstiklâl Ordusu’dur.
Destan yazmış Gazi Meclis’in; yani milletin ordusudur.
Ve...
Türk Ordusu, Mustafa Kemal’in askerlerinden müteşekkildir...
Hâsılı, Türk Ordusu, tüm Türk vatandaşlarının iftihar edecekleri bir ordudur...
***
Daha önceki bazı yazılarımda da ısrarla vurguladığım üzere, ordumuzun yapısıyla oynanmamalıdır. Ordu, siyasi mülahazalardan uzak tutulmalıdır. Tarihten ve özellikle Balkan Harbi’nden ders alınmalıdır.
Türk Ordusu’nun tarihten gelen okulları, akademileri, hastaneleri, mahkemeleri kapatılmıştır. Terfi sistemi değiştirilmiştir. Uzun senelerin gelenek, birikim ve tecrübelerine dayanan bu nevi kurumsallaşmış ve kökleşmiş yapılarla oynanması doğru değildir.
Hatırdan çıkarılmamalıdır: “Yeni”, her zaman “iyi” değildir!
Türk Ordusu’nu ilgilendiren bu hayati hususların tekrar değerlendirilmesinin doğru olacağı kanaatindeyim.
“Sivilleşme”, köklü kurumları darmadağın ederek sağlanmaz!
Ayrıca sivilleşme, sadece orduyla ilgili bir kavram değildir. Kimi sivilin kafa yapısının ve devlet yönetim tarzının en “uç” yapıdaki askerden bile daha “militer” olduğu unutulmamalıdır!
***
Muhakkak zikretmeliyim: Savunma Sanayi Müsteşarlığı fevkalade önemlidir, hayati değerde vazifeler yapmaktadır. Deniz Kuvvetleri’mizde “millî gemi” projeleri üstün başarıyla devam etmektedir.
ABD’nin Türkiye’yi %100 kendisine bağlayacak olan F 35 projesinden “çıkarması” başta olumsuz gibi görünse de muazzam değerde hayırlı bir iş olmuştur. Konunun uzmanları harp uçağı konusunda şu an acil bir “ara ihtiyaç” olmadığını söylemektedirler.
Yani F 35’in teslim edileceği söylenen süreye kadar yeni harp uçağı ihtiyacımız yoktur. İşte bu çok kıymetli zaman yerli harp uçağı sanayimiz tarafından kullanılmalıdır.
Kara Kuvvetleri için de hedef aynı olmalıdır: Millî harp ve silah sanayisi...
İktidara sormak lazımdır: Gerçekler ve millî menfaatler böylesine ortada iken, Tank Palet Fabrikası’nın Katar’a satılması neyin nesidir?
***
Kategorik olarak, hiçbir ülkenin ya da toplumun karşısında ya da yanında olmayı doğru bulmuyorum. Hiçbir ülkeyi dost ya da düşman görmemek gerektiğine inanıyorum.
Çünkü Lord Palmerston’un söylediği gibi, “Devletlerin ebedi dostları ya da düşmanları yoktur; menfaatleri vardır.”
(Kişisel olarak benim için bunun istisnaları, kardeşlik hisleriyle bağlı olduğum Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan ve Türk Cumhuriyetleri’dir.)
Elbette ki esas olan Türkiye'nin millî menfaatlerinin sağlanması olmalıdır.
Her ülke, doğal olarak, dış politikasını kendi menfaati çerçevesinde şekillendirir. Bu sebeple Türkiye'ye karşı tertipler içinde olan ülkelere bile kızmamak gerekir.
Bu naçiz makalelerimde şu an Türkiye'ye zarar veren ve düşmanca tutum takınan ülkelerle ilgili tespitlerde bulunuyorum. Bu ülkelerin hangisi olduğunun benim açımdan hiç bir önemi yok.
Bugün ABD ve AB bu düşmanlığı gösteriyorlar, yarın Çin, Rusya ya da başka ülkeler böyle yapabilir. Böyle bir durumda onlara karşı da en sert yazıları yazarım.
Yani söz konusu olan doğu, batı, şu ya da bu devlet değil. Türkiye'nin âli menfaatlerinin nerede olduğudur.
***
Devlet yönetiminde, hele ki dış politikada hamaset ya da duygusallık olmaz. Dış ilişkiler, diplomasinin hassas dengeleri ve sağladığı pek çok imkânları ile yürütülür. Mevcut iktidarın izlediği yanlış dış politikalar ve hariciye kadrolarında bulunduğu hatalı tasarruflara rağmen, Türkiye'nin köklü ve gelenekleri olan bir Dışişleri Bakanlığı vardır.
Türkiye, bir ülkeyi ya da topluluğu bir diğerine tercih etme hatasına düşmeden, çok yönlü dış politika uygulayarak tüm ülkelerle mütekabiliyete dayalı iyi ilişkiler kurmalıdır.
***
Türkiye, “Diplomasi sanatı”nı etkinlikle kullanmalıdır. Diplomasi vasıtasıyla, Türkiye’ye sözde sivilleşme baskı ve dayatmasında bulunanlara, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir devlet hafızası ile tarih bilincine, bilgi ve birikime sahip olduğu hatırlatılmalıdır.
Türkiye’ye akıl vermeye kalkanlar, orduları marifetiyle yaptıkları kötülükler için evvela tüm dünyadan özür dilemeli, sonra Türk Ordusu’nu ağızlarına almaya cüret etmelidirler!
Bu konuda en önemli husus şudur: Türkiye’yi yönetenler, Batı emperyalizminin çıkarları için, onların zorlamasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmaktan özenle kaçınmalıdır.
***
Son olarak, Türk Ordusu’nun millî yapısının ve millî silah sanayisinin güçlendirilmesi gerekliliğini vurgulamak istiyorum.
Çok önemli bir hususu daha ilave etmek isterim: Ordumuza millet olarak sahip çıkmalı ve sıkıca sarılmalıyız.
Tekrarlamakta fayda var: Ordumuz güçlü olursa devletimiz ve ülkemiz de güçlü olur.
Yorumlar
Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın