Bildiğiniz bir “Haydut Devlet” var mı?
ABD’nin bir terörist devletler listesi vardı. Çoktandır bu konuda bir haber okumadım. Fakat sanırım bu uygulamaları devam ediyordur.
“Hür dünya”nın özgürlükler, insan hakları ve demokrasi lideri (!) ABD, bu listeyi hazırlarken tek kriteri göz önüne almaktadır: “Herhangi bir ülke benim hegemonyama meydan okuyor mu ya da okuma potansiyeline sahip mi?”
***
ABD için dünya ülkelerinin hangi rejimle yönetildiğinin, toplumların ne tür bir hayat yaşadıklarının hiçbir önemi yoktur.
Bir ülkenin rejimi soldan sağa en uçlarda da olabilir, batı tipi demokrasi ve burjuvazi değerleri uygulanıyor veya ülke eli kanlı bir diktatör tarafından yönetiliyor da olabilir.
Hiç fark etmez. ABD, kendisine itaate ve çıkarlarına bakar!
Bu sebeple bir bakmışsınız Fransa’da “demokrasi adına” Batı emperyalizminin kullanışlı adamı Macron’a destek verir; öte yandan çağ dışı Suudi rejimiyle ballı börekli olur; ya da renkli devrimleri destekler...
***
ABD, “terörist devlet” listeleri oluştururken, Türkiye’nin etkili siyasilerinden hiç kimse çıkıp da, “Sen ne diyorsun arkadaş! Bebekleri bile kurşunlayan PKK’yı “kara gücün” olarak ilan eden, on binlerce tır silahla donatan sen değil misin” diye sormaz!
Dünyanın pek çok yerinde terör örgütlerini kurdurup finanse ettiği konuşulmaz. El Kaide’yi yaratan, daha sonra ABD’de terör eylemi yapmasına göz yumarak Afganistan’a girme bahanesi yapan kimdir dile getirilmez.
Ve bunlar gibi sayısız terör destekleme faaliyetlerinin hesabı sorulmaz/sorulamaz...
***
ABD’nin bu “marifetlerini” hepimiz biliyoruz elbette ki. Fakat yaptığı yağmacılık ve gaspçılıklar gözden kaçıyor.
Bunun son örneği de, Türkiye’nin 1,4 milyar dolar ön ödeme yaptığı F-35’leri teslim etmeyeceğini açıklaması, parayı da iade etmemesidir.
(Bizim iktidardan bu paranın akıbeti konusunda hiç ses çıkmıyor. Yoksa ben mi duyamadım?)
Soruyorum: Dünyanın her yerinde bu yapılana ne denir?
***
Şimdi sözü 28 Mayıs 2020’de yazdığım makalemden bir bölüme bırakıyorum:
“(...) Bu yaşananlar bana Osmanlı’nın İngilizlerle I. Dünya Savaşı’nda yaşadığı benzer bir olayı hatırlattı. İlgili bölümü kendi kitabımdan naklediyorum:
‘(...) İngiliz Bahriye Nazırı Winston Churchill İngiliz tersanelerinde yapılan ve parası ödenmiş olan Sultan Osman ve Reşadiye adlı savaş gemilerine el koyarak teslim etmedi. Oysa parası ödenmeye başlanmış olan bu gemilerin Türklere verilmemesi aslında devlete değil, koca bir halka yapılan büyük bir haksızlıktı. Çünkü 7 milyon Lira tutan bu gemilerin ilk taksidini ödemek için bile Osmanlı hazinesinde para yoktu.
Bunun üzerine ‘Donanma Cemiyeti’ vasıtasıyla halktan para istendi. Balkan Harbi’nin üzüntüsünü üzerinden atamamış olan halk varıyla yoğuyla donanmaya yardımda bulundu.
Para, mücevher, ziynet eşyası, aile yadigârları ve para değeri olan akla gelen her şey bağış olarak verildi. Gelinlik çağdaki genç kızlar o yoksulluk ve darlık dönemlerinde dişlerinden tırnaklarından artırarak yaptıkları çeyizlerini açıp parça parça sattılar. Asil Türk kadınları gözlerinden süzülen yaşlarla saçlarını kesip Pera’daki azınlığa mensup kuaförlere peruk yapılması için birkaç kuruş karşılığında verdiler. Halk kefen parası diye ayırdığı birkaç kuruşunu bile bağışladı; hiç yüksünmeden canı gönülden ve mutlulukla.
İşte, İngiltere’nin ve Churchill’in kendisinden bekleneni yaparak bu helâl paraların karşılığında yollamadığı Sultan Osman ve Reşadiye’nin yürek burkan hikâyesi buydu...’ *
Hadi diyelim ki o zaman savaş vardı; İngiltere düşmanı olan Osmanlı’nın gemilerine el koydu ve parasının da “üzerine yattı.”
Pekâlâ, şu anda ABD ile Türkiye arasında savaş mı var ki savaş dönemi uygulaması yapıyor?” **
***
28 Mayıs’taki yazımda sorduğum yukarıdaki sorunun cevabı çok açık.
"Evet, ABD, Türkiye’ye karşı adı konmamış bir savaş yürütüyor. Siyasi, ekonomik, askerî..." ***
***
Türkiye’nin bu konuda tek çaresi, tek çözüm yolu vardır: Millî silah sanayimizi güçlendirmek ve kendimize yeter hâle getirmek...
***
Beklenen haber: ABD, düşman ülkelere karşı uyguladığı CAATSA kapsamında Türkiye’ye yaptırım kararları aldı.
Takmayın kafanıza; düşmanlıkta olur böyle şeyler!
* Mehmet S. Nane, Erkânıharplikten Paşalığa 11 Yıl, S. 316-317, Ankara, Kasım 2011.
** www.mehmetsemihnane.com, Güncel Kategorisi, “Sahi ne oldu F-35 uçaklarımız”, 28 Mayıs 2020.
*** www.mehmetsemihnane.com, Güncel Kategorisi, “Muhalefet ve iktidara çağrımdır”, 15 Aralık 2020.
Celâl Soycan 21 Aralık 2020
Bu gerçekci çözümleme, Avrupa başta olmak üzere bütün dünyada siyaset yapma tarzına kökten bir değişim sağladı; içe dönük talimatlar ve dış politikadaki ulusalcı yenilikler bu minvalde okunmalıdır.Makro ölçekten ( Çin-ABD, ABD- AB, Almanya- Britanya gerilimleri vb.) mikro düzeyde ki siyasetlere ( Trumph-Biden) kadar etkili bir parametre değişimidir bu. Bunun için bizim üzerimize PKK terörü dahil her şeyle baskı uygulanıyor. Peki siyaset buna göre mı yapılanıyor? Kafayı iktidar olmakla bozmuş bir tarz-ı siyaset kör ya da gayrı milli bir rotada ilerliyor. Ezcumle: Bu minvalde analizlere lütfen devam; gündelik ve ucuz siyaset gevezeliklerinin ötesinde analitik zekaların söz alması zorunludur.Siz de bu anlamda kıymetli bir yön çiziyorsunuz; devam ediniz.Tesekkurler.
Ahmet Şenol 21 Aralık 2020
Zevkle okudum Haydut ABD yazınızı. Teşekkür ederim.
Mert Özge 21 Aralık 2020
“El Kaide’yi yaratan, daha sonra ABD’de terör eylemi yapmasına göz yumarak Afganistan’a girme bahanesi yapan kimdir dile getirilmez.” Kimi komplo teorileri vardır; ABD’nin 11 Eylül 2001 tarihinde Afganistan ve Irak’ı işgalini meşrulaştırmak için İkiz Kuleleri kendisinin patlattığı yönündedir. Dayıcığım, bu komplo teorileri hakkında düşüncelerin nelerdir?
Mehmet S. Nane 21 Aralık 2020
Celâl Abi, saptamalarınızla tamamıyla hemfikirim. Siyasetin bahsettiğiniz gayrı millî yapısından sıyrılması hayati bir zorunluluktur. Bazıları fark edemese bile dünya tarihinin yazıldığı büyük bir alt üst oluş yaşanmaktadır. Tarihin akışı Türkiye’ye jeostratejisini yeniden ve doğru bir biçimde tanımlamasını dayatmaktadır. Jeopolitika ve jeoekonomi de oluşturulacak bu millî menfaatlere ve 21. yüzyıla uygun stratejiyle yeniden oluşturulacaktır düşüncesindeyim. Yorum ve katkılarınıza teşekkürler.
Mehmet S. Nane 21 Aralık 2020
Ahmet Bey, nazik mesajınıza da ben teşekkür ederim.