Hamdi Koç

 

Tanıştınız mı bilemiyorum fakat henüz tanışmadıysanız sizi son dönemin en büyük Türk romancılarının ön sıralarında yer alan bir edebiyatçımızla tanıştırmak istiyorum: Hamdi Koç.

***

1963 yılında Fatsa’da varlıklı bir ailenin çocuğu olarak doğan değerli romancımız, İstanbul Kabataş Lisesi’nde başladığı orta öğrenimini Şişli Lisesi’nde tamamladı. Ardından bir müddet ODTÜ’ye devam ettikten sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu.

Romancılığının yanında çevirmenlik de yapan Hamdi Koç, bu konuda 1984 yılında başladığı çalışmalarına 1993’e kadar devam etti. Bu dönemde William Shakespeare, Samuel Beckett, James Joyce ve William Faulkner‘den çeviriler yaptı. 
Bu tarihten 1996’ya kadar reklamcılık sektöründe çalıştı.

***

İlk yazısı “Robinson Cruose Üzerine” 1985 yılında Günümüzde Kitaplar isimli dergide yayımlandı. Yazı dünyasına 22 yaşında bu yazıyla adım attıktan sonra, Yeni Düşün ve Hokka dergilerinde yazı ve çevirileri yayımlandı. 
1989-90 arasında, 6 sayı, Hokka’nın editörlüğünü üstlendi. 
Samuel Beckett’ten çevirdiği kısa oyunları 1993 yılında Şahika Tekand Tiyatrosu’nda sahnelendi.

İlk romanı “Çocuk Ölümü Şarkıları” 1992 yılında yayınlandı. O tarihten itibaren de roman yazmaya devam etmektedir.

***

Hamdi Koç, edebiyat tutkusunu annesinden aldığını söylemektedir. Annesinin kardeşine ve kendisine okula başlamadan evvel okumayı sevdirdiğini de aktarmaktadır. Aile ortamında edebiyat sevgisi açısından şanslı olan yazarın babası da edebiyata meraklıymış. Hamdi Koç babasının “Yaşar Kemal delisi” olduğunu söylüyor. 
Edebiyat sevgisi olan anne-babaya sahip olmayı “ayrıcalık” olarak nitelemektedir.

Hamdi Koç, suskun bir çocuk olduğunu, yaşı ilerleyince de suskun bir adama dönüştüğünü söylüyor. 

Bazı yazarlar oldukça rahat yazabilirken, bazılarının da daha zor ve uzun sürelerde yazdıkları bilinir. Hamdi Koç çok zor yazdığını “ıkına ıkına yazarım” şeklinde tarif ettiği için onun zor değil, çok zor yazabildiğini öğrenmiş oluyoruz. 
Romanlarından, “Çiçeklerin Tanrısı”nı 10, “Çıplak ve Yalnız”ı 4 senede yazdığını ilave ediyor.

Bu kadar muhteşem romanların bu kadar zor ve uzun zamanda yazılması itiraf edeyim ki beni biraz şaşırttı. Fakat bu, okuru değil yazarını yoran bir şey. Sonuçta yazar bunca zahmetten ve zaman verdikten sonra kitabını bitirmiş oluyor.  
Okuyucu için tek sorun, bu harika romanların seyrek olarak üretilmesi ve bundan dolayı beklemek zorunda kalmaları.

Yazarın son kitabı olan “Yalnız Kaldınız, Peyami Bey!” 2017’de yayınlandı ve biz okurları, ondan yeni bir roman bekliyoruz.

***

Türkiye’de edebiyatçıysanız eğer geçiminizi sağlayacak kadar para kazanmanız çok zordur. Çok üzücü ama gerçek bu.  
Kişinin beyninin bir ürünü olan ve saygıdeğer bir emek olan “yazı sanatı” maalesef ülkemizde maddi olarak yerini bulamamamıştır.

Bu konuda şanslı bir yazardır Hamdi Koç. Hayatını idame ettirmek için kitaplarının gelirine ihtiyacı yoktur. Bu da sanat üretiminde ona fevkalade rahatlık sağlayan bir durumdur.

Yazarın eserleri belli bir satış grafiği tutturmuş olsalar da, en çok satan romanı “Melekler Erkek Olur” isimli romanıdır. 
Hamdi Koç, bu romanının “Acayip sattığını” ve kendisini 2 sene geçindirdiğini söylüyor.

Yazar, okuyucuların romanlarında “Otobiyografik romanlar yazarak kendisini anlattığını düşündüğünü ve buna itiraz etmekten yorulduğu” bilgisini vermektedir.

***

Her gerçek entelektüel gibi Hamdi Koç da memleketin hâlinden “yorulmuş” vaziyette. 
Şu sözleri çok acı fakat gerçek bir tespit olarak karşımızda duruyor:

“Biz artık birbirimizi bile değil, kendimizi öldürüyoruz! Bir millet nasıl intihar eder, bunu görme noktasındayısız...”

“Başını alıp gitmek” konusunda da şunları söylüyor:

“ (...) Gittim zaten. Vallahi. Artık yokum. Yeni romanım bitince belki dönerim. Artık memleketten, bu yaşadığımız hayattan, hem de üç-dört senedir çekildim, gittim. Artık kaplumbağaların ruh hâli üzerinde çalışmak niyetindeyim. Bence kaplumbağalar aslen yeni zamanların üzgün ve çaresiz Türk’lerine model olsun diye öyle yaratılmışlar...”

***

Çok değerli romancımız Hamdi Koç’un tüm romanlarını okudum. Tüm kıymetli okur dostlara okumalarını hiç tereddütsüz ve kuvvetle tavsiye ediyorum.

Büyük romancı Hamdi Koç’a sanatıyla hayatıma kattığı zenginlik için müteşekkirim. Kendisine, sanatının üretimiyle dopdolu uzun ve sağlıklı bir yaşam diliyorum. 

 

 

 

  • Mehmet S. Nane

  • 9 Ocak 2021

Sayfayı Paylaş

Yorumlar

Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın

leaf-right
leaf-right