24 Ocak’ların yaşattığı büyük acılar...
Bundan 20 ve 28 sene evvel yaşadığımız 24 Ocak’lar sadece bana değil, tüm Türkiye’ye büyük üzüntü vermiş, derin acılarla yüreklerimizi yakmış tarihlerdir...
O meşum 24 Ocak 1993 ve 24 Ocak 2001 tarihlerinde iki büyük vatan âşığını, memleketin en seçkin ve değerli evlâtlarından olan Uğur Mumcu ve Ali Gaffar Okkan’ı lanet olasıca teröre şehit verdik.
***
Vatana hizmetin çok değişik ve farklı yol ve yöntemleri vardır. İşte, ülkemizin bu iki değeri, kendi alanlarında eşsiz hizmetlerde bulunmuşlar ve bunun bedelini de canlarıyla ödemişlerdir.
Büyük Türk Milleti, nesiller boyu bu kahraman evlâtlarını unutmayarak, onları ve anılarını yaşatmalıdır.
Böylelikle, kahramanlarına olan borcunu ödemeli ve büyük bir millet olduğunu bir defa daha göstermelidir...
***
Uğur Mumcu...
Bu yazıda Uğur Mumcu’yu uzun uzadıya yazmayacağım.
Amacım onu ve saygın hatırasını anmak ve sizlere hatırlatmak.
O, gazeteci-yazarlığın Türkiye’deki en büyük ismidir. Sadece 51 sene gibi çok kısa olan ömrüne büyük işler sığdırmıştır.
Vatanseverliğin cisimleşmiş hâlidir.
Uğur Mumcu’nun aramızdan bu kadar erken ayrılması, Türkiye için tarifi ve tahmini mümkün olmayacak ölçüde büyük bir kayıptır.
***
Uğur Mumcu’nun benim için anlamı; salt vatanına, toprağına, köklerine bağlı; “kalpaksız Kuvvacı” bir Cumhuriyetçi, çağının ve çağların en büyük gazetecilerinden biri olması değildir.
O, tanımadığı 17 yaşındaki bir üniversite öğrencisi olan bir gencin en büyük yol göstericisidir. Kahramanı ve idolüdür.
O, 1991 senesinde Cumhuriyet’ten ayrıldığında, kendisine 2 defa telefon açan genç adamın bu konuda sorduğu sorulara sabırla, sevecenlikle, uzun uzun cevaplar veren gazetecidir.
Bir zamanların o “genç adamı” olan bu satırların yazarı, Uğur Mumcu’yu çok büyük saygıyla ve sevgiyle sevdi, erken vedasına çok yandı.
Bu büyük insanı ömrüm oldukça hep büyük bir sevgi ve özlemle anmaya devam edeceğim...
(Uğur Mumcu’yla ilgili daha evvel bir yazı yazmıştım. İlgilenen okurlar blogumdan okuyabilir.) *
***
Ali Gaffar Okkan
Polis, bir ülkenin silahlı devlet memuru olarak, “devletin gücünü” kullanır. Görevini yaparken bu “güç” bazıları tarafından amacını aşan bir şiddetle ve halkın çeşitli biçimde canını yakacak biçimde sergilenebilmektedir. Bu, dünyada da böyledir, Türkiye’de de...
Bu sebeple dünyanın tüm ülkelerinde halk polise mesafeli durur. İhtiyaç duyulduğunda başvurulur ama polis pek sevilmez!
Elbette ki tüm polisler için bir genelleme yapmak mümkün değildir. Her meslekte olduğu gibi, “İyisi de vardır, kötüsü de..."
Ve halk iyiyi de, kötüyü de unutmaz...
***
İşte, Ali Gaffar Okkan, halkın daha baştan olumsuz bir yaklaşıma yatkın olduğu bir mesleği icra eden bir Emniyet Müdürü’ydü.
En son görev yeri olan Diyarbakır, bölücü terör örgütü PKK’nın oldukça etkili olduğu ve halka baskı yaptığı bir şehirdi. Yetmez gibi dinci Hizbullah da şehirde etkiliydi.
Gaffar Okkan, sıradan bir devlet memuruna bile olumsuz yaklaşılması potansiyelinin çok yüksek olduğu böyle bir ortamda, hem de Emniyet Müdürlüğü gibi zor bir görevi mükemmelen icra ederek çok büyük hizmetlerde bulundu.
Kanaatime göre en büyük hizmeti de, candan ve samimi yaklaşımıyla halkın gönlünü kazanması ve onlarla bütünleşmesidir.
Gösterdiği insani tavır halktan da aynı ölçüde karşılık bulmuş ve iki taraflı muazzam bir sevgi ve güven bağı kurulmasını sağlamıştır. Onun sayesinde Devlet, halkına müşfik ve yardımsever yüzünü en içten biçimde göstermiştir.
Diyarbakır’da başardıkları toplumsal barışa fevkalade derecede olumlu katkıda bulunmuştur.
Tüm bu yaptıklarıyla da efsaneleşmiştir...
***
Ali Gaffar Okkan devlete ve millete yapacağı daha pek çok değerli hizmet varken ve henüz 49 yaşındayken bir terör saldırısı sonucu şehit düştü.
O meşum gün, çalışma arkadaşları olan polis memurları Sabri Kün, Mehmet Sepetçi, Atilla Durmuş, Mehmet Kamalı ve Selahattin Baysoy da kendisiyle birlikte şehit oldular...
***
24 Ocak tarihleri, 8 sene arayla Türk Milleti’nin bu iki büyük evlâdını aramızdan aldı. Her ikisini de derin bir saygıyla anıyor, saygın ve şerefli hatıraları önünde tazimle eğiliyorum.
Türk Milleti bu kahramanlarını asla unutmamalı, sonsuza kadar yaşatmalıdır...
* www.mehmetsemihnane, Güncel Kategorisi, “Uğur Mumcu”, 5 Ekim 2019.
Murat Fazıl Soyal 25 Ocak 2021
Saygı ve özlemle anıyoruz. Çok güzel ifade etmişsin abi! Eline sağlık.
Mehmet S. Nane 26 Ocak 2021
Çok teşekkürler Muratçığım.