Suriyelilerin kural tanımazlığına “Dur” demenin zamanı gelmedi mi?
Senelerdir pek çok kişiden Suriyelilerin kural tanımazlıklarına dair şikâyetler duyuyorum. Site ve apartmanlarda başkalarının hakkına saygı göstermemeleri, evlerde sürekli gürültü yapmaları ve kurallara riayet etmemeleri en sık duyulan şikâyet konuları.
Aramızda uçurumlar kadar toplumsal ve kültürel farkların olduğu, toplu yaşama kuralları konusunda görgü eksiği olan kişilerle bu ihtilâfların yaşanması kaçınılmazdı.
(Aralarında uyumlu ve düzgün kişiler olabilir. Fakat ben denk gelmedim.)
***
İnsana, "insan" olduğu için değer veren bir kişiyim. Kişileri; milliyeti, dini, etnik yapısı, siyasi görüşü gibi kriterlerle değerlendirmem. İnsanlar arasında bu nevi hiçbir kategorik ayrımda bulunmam ve bunun yapılmasını kabul etmem.
Konu, bu kişilerin Suriyeli olması değil, rahatsızlık yaratan davranışları, sosyal yapıya uymayan ve sosyal dokuya zarar veren hâl ve hareketleridir.
Bu tutumları sergileyenler ister Türk, ister Japon, ister Tanzanyalı olsun hiç fark etmez. Aynı tavrı, aynı kararlılıkla onlara da gösterirdim.
Dünyanın neresinden olunursa olunsun, aslolan, insana yaraşır davranışlarda bulunmak ve toplum kurallarına riayet etmektir.
***
Değerli okurlar, bu makale, farkındalığınızı artırmak için yazılmaktadır. Kamuoyu oluşturmak amacıyla, konuyu Mersin ölçeğinde gerekli gördüğüm her platforma taşıyacağım.
Az sonra, kendi yaşadığım bir olay üzerinden, Suriyelilerin kural tanımazlıklarına tahammül etmek zorunda olmadığımızı sizlere anlatmaya çalışacağım.
***
Mezitli’de 150’ye yakın konutun bulunduğu bir sitede ikâmet ediyorum. Yaklaşık 4 sene evvel üst katıma kiracı olarak Suriyeliler taşındı. Taşındıkları ilk günden itibaren de her türlü gürültü yapılmaya başlandı. Duvarlar çok ince; dolayısıyla tüm sesler bizim evde.
Uzun süre büyük bir sabır ve iyi niyetle kendilerine şikâyetimizi ilettik. Her defasında özürler dilediler, bir daha olmayacağını söylediler fakat bir şey değişmedi.
Eşim ve ben defalarca yüz yüze görüşerek, telefon açarak ve telefon mesajı göndererek buna bir son vermelerini istedik. Netice alamadık.
Site yönetimine sözlü ve yazılı şikâyette bulundum. Hiçbir şey fark etmedi. Baktık ki olmuyor, sayısız defalar site güvenliğini yolladık ve uyarmalarını istedik. Yine olmadı.
Bu arada, eve başka akrabaları da taşındı ve gürültüler iyice çığrından çıktı. Özellikle gece geç saatlerde “bir ordu” hâlinde evde toplanıp gürültülere aralıksız devam ettiler.
İşin enteresanı ve pişkinliğin zirvesi ise artık yaptıkları gürültüyü kabul ederek özür dilemek yerine, seslerin başka yerlerden geldiği yalanına başvurmalarıydı.
Halbuki bilmiyorlardı ki, gürültülerin başka yerden geldiğini söyledikleri tüm o süre zarfında, alt katımız da boştu, aynı katımızdaki yan daire de. Yani kimse yaşamıyordu!
Üstelik, evimin ortasında patlayan Arapça’yı kendilerinden başka konuşan da yok!
Site müdürü ısrarlı tavrım üzerine, ev sahibiyle defalarca görüşerek kiracısını uyarmasını ve çözüm üretmesini istemiş. Fakat düne kadar herhangi bir yaklaşım görememiştik. (Ev sahibi, dün site müdürünü arayarak 1 ay içinde evi tahliye edeceklerini söylemiş.)
***
Son birkaç haftadır işi o kadar abarttılar ki, evimizde huzurla oturamaz ya da düzgün uyku uyuyamaz olduk. Bir gece, 155 Polis Hattı’nı aradım ve şikâyette bulundum. Buna rağmen, gürültüler devam etti! Polis memurlarının kapılarına giderek iyi niyetle uyarmasına rağmen “Devlet’i bile takmayız” tavırları artık beni çileden çıkardı!
***
Ertesi gün hem şahsi hem de şirket avukatıma durumu anlatarak görüşlerini aldım. İlaveten, site avukatının da görüşlerine başvurdum. Hepsi de değerli birer avukat olan arkadaşlar, sitenin ve benim hukuki haklarımız konusunda beni bilgilendirdiler.
Aynı gün Mezitli Emniyeti’ne müracaat ederek resmî şikâyette bulundum. Akabinde bu kişiyi ifadesini almak üzere emniyete aldılar. Gerek duyarsam, yeni şikâyetlerde de bulunacağım. Sonraki aşama, şikâyetimin savcılığa gitmesi olacak.
***
İlaveten bazı yasal haklar daha olduğunu öğrenmiş bulunuyorum:
Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesine göre gürültü yaparak komşuyu rahatsız etmek suçtur. Ayrıca, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 14. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 20. maddesinde bu gürültülere karşı cezai yaptırımlar belirlenmiştir.
İlave olarak, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 18. maddesi de gürültü yapan komşularla ilgili cezai hususları tanzim etmiştir. Aynı kanunun 25. maddesi site sakinlerine “Kat Malikleri Toplantısı” isteme hakkı tanıyor. Bu toplantının neticesinde Site Yönetiminin, ev sahibinden evi tahliye ettirmesini istemek ya da evi satma hakkı bulunuyor.
Kabahatler Kanunu da bu hususta cezai yaptırımlar uygulamaktadır.
(Tüm bu yasal haklarımı kullanmak üzere avukatımla görüşmüştüm. Az evvel söylediğim gibi, tahliye haberi üzerine 1 ay için konuyu beklemeye aldım.)
***
Bitirirken, bir itirafta bulunmalıyım: Tüm bu sinir bozucu ve yıpratıcı süreç sırasında, zaman zaman soğukkanlılığımı kaybetmeme ramak kaldı. Böyle anlarda eşim, bana yakışmayan davranışlar sergilememe mani oldu.
Şu anda, sitede bu ruh hâlini yaşayan en az 15 komşumuz olduğunu da biliyorum.
***
Değerli Mersinli hemşehrilerim ve bu yazıyı okuyan diğer şehirlerdeki okurlarım!
Burası Türkiye. Çok şükür ki bu ülkenin vatandaşlarını koruyan bir Devlet’i var. Bu Devlet, vatandaşlarını kanunlarla koruma altına almıştır.
Bu aziz ülkede geçici olarak yaşayan herkesin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin koyduğu kanun ve kurallara harfiyen riayet etmesi ve toplumsal davranış yapısına, toplum hayatına, yerleşik görgü kurallarına ve kişi haklarına saygı göstermesi zorunludur!
Sizi rahatsız eden kural tanımazlıklara ve haklarınıza gösterilen saygısızlığa katlanmak zorunda değilsiniz! Böyle bir durum varsa derhal harekete geçmelisiniz.
Zerrece şüphe ve tereddüt yoktur: Biz onlara tahammül etmeyeceğiz; onlar toplum hayatımıza uyacak!
Mehmet Özfen 12 Şubat 2021
Sevgili Mehmet, Yorum için değil, teşekkür etmek için yazıyorum. Mersin'i çok güzel anlatıyorsun ki, beni geçmişe götürüyor. Hem güzel günleri hem de o günleri veya benzerlerini artık yaşayamayacak olmanın verdiği burukluğu yaşatıyorsun. Ben de Gazipaşa İlkokulu mezunuyum. Ablanız Selma ile ve Fethi Özcömet ile aynı sınıftaydık. Sonrasında ise İbrahim Taş Hoca'nın, akrabam olmasına ve evimizin okula 300-400m uzaklıkta olmasına rağmen almamsı nedeniyle ben yeni kurulan Dumlupınar Orta Okuluna gitmek zorunda kaldım. Daha sonrasında ise Kuleli Askeri lisesi ve ODTÜ'ye devam ederek Mersin'den uzaklaştım. Sadece tatillerde gidebiliyordum. O zaman da genelde, boş durmak yerine bir iş bulup tatili çalışarak zamanımı değerlendiriyordum. Çünkü Harp Okulu kampından ailemin haberi yokken ayrılmıştım ve, rahmetli babamın yükünü elimden geldiğince paylaşmak istedim. Benim de hatırlamaya çalıştığım çok şey var. Yaş ilerledikçe hafızamda çok fazla şey birikiyor ve öncekileri silip yerini almaya çalışıyorlar. Keşke notlar tutaydım diyorum Ama çok geç artık. Eğer bana ulaşmak istersen, eposta gönderebilirsin. Yazıların tekrar çok teşekkür ederim. Başarılı yazılarının devamını dilerim. Selam ve saygılarımla Mehmet Özfen
Mehmet S. Nane 12 Şubat 2021
Sevgili Mehmet, Selma ve Fethi’nin bir arkadaşıyla yazılarım vesilesiyle tanıştığıma çok memnun oldum. Yazılarım hakkındaki güzel düşünce ve dileklerine teşekkür ederim. Elimden geldiğince bir şeyler karalamaya çalışıyorum. Mersin’le ilgili hatıralarımı da, aklımda kaldığı kadarıyla, aktarmaya çalışıyorum. Makalelerde kalarak kaybolmalarına gönlüm razı olmadı; gelecek kuşaklara aktarılması için yakın zamanda bir kitapta toplayarak yayınladım. Bu hatıralar beni bir yanıyla mutlu ederken, bir yanıyla da hüzün ve burukluk veriyor. Selam, saygılarımla.
Ali Gülgen 15 Şubat 2021
Aziz Ülkemizde geçici olarak yaşayan diye yazmışsınız. Bunlar geçici değil kalicilar. Yüz yüze konuştuklarımız %20 si döneriz demiyor, dönebiliriz diyor. Burada Suriye'den daha rahat yaşıyorlar. Orada Polisten ve Kamu görevlilerinden korktukları kadar bizim görevlilerimizden korkmuyorlar. Bizdede şikayet çok ama başedemiyoruz. Silifke Caddemizi istilası ettiler. Kural tanımıyorlar. Ses volümleri çok yüksek, çocukları fazla, yemeklere koydukları baharatlar apartmanı sarıyor. Kapıları ayakkabı dolu. Her işi yapar oldular. Her köşe yi seyyarları doldurmuş,Trafiği alt üst ediyorlar. Bir gün çay içmeye beklerim. Ali Gülgen Kiremithanw Mahallesi Muhtarı, Mersin Muhtarlar Derneği Başkanı.
Mehmet S. Nane 15 Şubat 2021
Mesajınıza teşekkürler. Dediklerinizin biri dışında hepsine katılıyorum. Geçici olarak ülkemizde yaşadıklarını özellikle vurguladım. Şu an Türkiye’yi yönetenler bunların gelmesini hoş görseler ve hatta teşvik etseler bile, ilk seçimlerden sonra kurulacak yeni bir hükümetin bu konuyu kökten çözeceğine ve bunları geri göndereceklerine yürekten inanıyorum.
Bu konuyu sürekli muhalefet partileri nezdinde gündemde tutmalıyız ki onlar da Suriyelileri memleketlerine yollamak için üzerlerinde baskı hissetsin.
Hatta kesinlikle inanıyorum ki vatandaş partilerin seçim bildirgelerinde hangi partinin bunları göndereceğini vaat ettiğine bakacak ve oyunu kullanırken bunu göz önüne alacaktır.
Yazıda da yazdım: Toplum hayatında bunlarla mücadele etmek için kanunların bazı maddeleri kullanılabilir. Kolay bir iş demiyorum ama neticede bir yerden başlamak lazım. Ayrıca benim defalarca yaptığım gibi 155 polise şikâyet ederek ve karakola yazılı resmî şikayette bulunarak da netice alabilirsiniz.
Çay davetinize teşekkürler, ilk fırsatta gelmeyi ümit ediyorum.