İlk Söz: İlk Söz: İçim kanıyor, yüreğim yanıyor. PKK teröristlerinin Gara'da şehit ettiği vatan evlâtlarına ağlıyorum. Hepsine rahmet diliyorum. Türk Milleti’nin başı sağolsun. Bu alçaklığı lanetliyorum.

***

AKP, Türkiye’yi 20 yıla yakındır yöneten iktidar partisidir. Bu partinin birkaç uygulaması dışında, uyguladığı politika ve yöntemlerin tamamına karşıyım. Bu sebeple, muhalefetin çok daha etkili olarak çalışıp, yeni politikalar oluşturmasını ve halka güven vererek ilk seçimlerden galip çıkmasını arzu ediyorum.

İktidarın ajandası bellidir! Kafası katiyen karışık değildir, aksine son derece berraktır ve kendisine koyduğu hedefe ilerlemektedir. 
Peki, ya muhalefet?

***

Bu yazıyı yazmama DEVA Partisi Genel Başkanı, yeni muhalefet lideri (!) Ali Babacan’ın son günlerde tartışılan sözleri sebep oldu. 
Babacan, Anayasa’nın ilk 4 maddesinin “tartışılabileceğini” söylemiş! 

Evvela, ilk 4 madde nedir hatırlayalım:

“Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyet’tir.

Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Madde 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir. Bayrağı şekli kanunda belirtilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklâl Marşı”dır. Başkenti Ankara‘dır.

Madde 4: Anayasa’nın 1 inci maddesinde ki Devlet’in şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2 nci maddesindeki Cumhuriyet’in nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”

***

Bu maddelerin neyini tartışacaksınız? Türkiye’nin Cumhuriyet olduğunu mu, Atatürk milliyetçiliğini mi, laik devleti mi, bölünmez bütünlüğü mü, dili mi, bayrağı mı, İstiklâl Marşı’nı mı, başkenti mi? 
Hangisini? 
Yoksa hepsini mi!

***

Ali Babacan, Bakanlık görevlerinde bulunduğu uzun dönemde AKP’nin uyguladığı tüm politikalarda yetki ve sorumluluk sahibiydi. Şimdi muhalefet lideri (!) edasıyla ortaya çıkmasına inanan var mı?

Bana AKP’den farkını söyleyebilecek çıkar mı? Babacan, “Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez” vasfı olan Anayasa’nın hükümlerinin “tartışılabileceğini” söylüyor. Bu kişi ve partisi mi bu Anayasa hükümlerini sürekli aşındıran AKP’nin muhalifi olacak?

Gel de Ziya Paşa’yı anma:

“En ummadığın keşfeder esrar-ı derunun 
Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın.”

***

Yukarıda yazdıklarımın hepsi “stratejik derinlik” saçmalığının mucidi (!) Ahmet Davutoğlu için de geçerlidir. 
Babacan da, Davutoğlu da AKP’den şahsi ikbal ve iktidar hırsı dışında neden ayrıldıklarını, farklarının ne olduğunu, hangi temel görüş ayrılıklarının olduğu hakkında toplumu ikna etsinler de muhalefetler mi, değil mi halk karar versin!

Bir sözüm de bu iki eski AKP’liye bel bağlayıp, onların AKP’den oy koparacağına güvenen “diğer” muhalefete: Böyle kolaycı düşünce ve yaklaşımla muhalefet yapılmaz. Kendinize inanınız, halka gidiniz ve halkın güvenini kazanınız. Seçim böyle kazanılır!

***

Türkiye’nin düze çıkması için görev, “gerçek” muhalefettedir. Görev, asli olarak Cumhuriyet Halk Partisi’ndedir.

Atatürk’ün partisi CHP! 
Türkiye’nin mevcut konjonktüründe görevin de sorumluluğun da ağırdır. Bu büyük ve onurlu sorumluluğun altından kalkabilmen için ilk şart, eksiksiz ve kayıtsız-şartsız “Cumhuriyet’in kurucu değerlerine” sıkıca sahip çıkmandır. Gerisi gelecektir. 

***

Değerli okurlar, ülkemiz için asla karamsarlığa kapılmayınız. Bu bir siyasi ve ideolojik mücadeledir. Bu mücadeleyi demokratik yönetmelerle kazanmak için çalışmaya bakınız.

Ve katiyen unutmayınız: Bu topraklarda 19 Mayıs 1919’dan itibaren Cumhuriyetçiler var olmuştur, sonsuza kadar da var olacaktır. Türkiye’de Cumhuriyetçiler bitmez... 
Ve aziz vatan toprakları, en zor zamanlarda yeni Mustafa Kemal Atatürk’ler yetiştirmeye muktedirdir...

Not: Haber, yazıyı bitirdikten sonra geldi. Babacan, “geri adım” atmış. Kıymeti yok. Çünkü, zırva tevil götürmez!