Ali Fuat Cebesoy (4)
Ali Fuat Paşa yeni görevinde Kuvayi Seyyare Kumandanı Çerkez Ethem’le yakın çalışma içine girdi. Onunla birlikte Yunanlara taarruz etmek üzere bir plan yaparak Erkânıharbiye-i Umumiye Reisi Miralay İsmet Bey’e (Paşa, İnönü) gönderildi. Bu plan kabul edilmemesine rağmen 1920 yılının Ekim ayı sonlarında harekât icra edildi.
TBMM kuvvetleri bu çarpışmalarda çok fazla kayıp verdi. Bu da harekâtın gerekliliği konusunda yapılan tartışmaları şiddetlendirdi. Ayrıca Ali Fuat Paşa’nın Çerkez Ethem’in etkisine “fazlaca” girdiği de konuşuluyordu.
Harekât sonucunda Gediz geri alındı ve Yunan ilk defa çekilmek zorunda kaldı. Bununla beraber kayıp büyüktü.
Bu olaylar üzerine “düzenli ordu” kurmanın hayati gerekliliği de iyice ortaya çıkmıştı.
***
Yapılan çalışmalarla Umum Kuvayi Milliye Kumandanlığı lağvedildi. Miralay İsmet Bey Garp Cephesi, Refet Paşa da Cenup Cephesi Kumandanlıklarına tayin edildi.
Ali Fuat Paşa ise Moskova Büyükelçisi olarak görevlendirildi. O dönem Sovyetler Birliği’yle “müttefik” olmak hayati önemdeydi. Şarkı sınırı Sovyet Rusya’yla anlaşma yapılmazsa çizilemezdi. Ayrıca Ankara, Millî Mücadele için Rusya’nın para ve silah yardımına şiddetle ihtiyaç duyuyordu.
Ali Fuat Paşa, Moskova’ya gittiğinde, ondan evvel gelerek görüşmelere başlamış olan İktisat Vekili Yusuf Kemal Bey (Tengirşenk) ve Sinop milletvekili Rıza Nur Bey’le buluştu.
Onlar diplomatik olarak uğraşırken, Kâzım Karabekir de kolordusuyla cephede çok önemli başarılara imza atarak, Ali Fuat Paşa’nın ve Ankara’nın “elini güçlendiriyordu."
Bu arada, Karabekir Paşa; Kars, Ardahan, Sarıkamış, Artvin ve Batum’u aldı. Moskova’nın buna tepkisini önelemek için, onların en büyük düşmanı olan “Menşeviklere karşı” harekât yapıldığı söyleniyordu. Yani bu durum iki tarafın da faydasınaydı.
Ali Fuat Paşa, 16 Mart 1921’de TBMM adına “Türkiye-Sovyet Rusya Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması”nı (Moskova Antlaşması) imzaladı. Böylelikle, Türkiye’nin kuzeydoğu sınırı belirlenmiş oldu.
Bu antlaşmanın çok önemli bir tarafı da TBMM ve Ankara hükümetinin bir ülke tarafında ilk defa tanınmasıydı.
***
Ali Fuat Paşa, 10 Mayıs 1921 tarihinde Ankara’ya döndü ve TBMM’de milletvekili olarak görev yaptı.
1923 yılında Konya’daki 2. Ordu Müfettişliği görevine getirildi. Bir yıl sonra tamamen siyasi çalışmalara döndü.
Muhaliflerin kurduğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’na katıldı ve partinin Kâtib-i Umumi’si oldu. Parti kapatıldıktan sonra görevine mebus olarak devam etti.
Haziran 1926’da Mustafa Kemal Paşa’ya karşı düzenlenen “İzmir Suikasti” davasında tutuklandı. Ve doğru bir karar verilerek beraat etti.
1927 yılında milletvekilliği sona erdi ve ordudan da emekli edildi. Yakın arkadaşı Mustafa Kemal Paşa’yla bir müddet dargın kaldılar ama 1933’de Konya mebusu olarak TBMM’ye geri döndü.
Soyadı Kanunu‘nun çıkmasıyla Atatürk tarafından “Cebesoy” soyadı verildi.
***
İsmet İnönü’nün Cumurbaşkanlığı döneminde Nafıa (Bayındırlık)Vekili, Münakalât Vekili (Ulaştırma) ve TBMM Başkanlığı görevini üstlendi.
1 Kasım 1948 tarihinde bu görevden istifa ederek Demokrat Parti’ye katıldı. 1950, 54, 57 yıllarında milletvekili seçildi.
27 Mayıs’tan sonra tutuklandı ve Yassıada’da yargılandıktan sonra serbest bırakıldı.
***
Hiç evlenmeyen Ali Fuat Paşa 10 Ocak 1968 tarihinde, 86 yaşında bu dünyaya veda etti. Vasiyeti gereği İstiklâl Harbi’nde düşmana ilk kurşunu attığı Geyve’nin Alifuatpaşa beldesindeki Merkez Camii’nin avlusuna defnedildi.
Devlet Mezarlığı kurulduğunda nakledilmek istenmiş fakat ailesi yerinde kalmasını uygun bulmuştur.
***
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlikten başlayarak sevdiği yakın arkadaşlarından biri olan, vatana değerli hizmetlerde bulunan Ali Fuat Paşa’yı saygıyla anıyorum.
* Ali Fuat Cebesoy, Sınıf Arkadaşım Atatürk, S. 49, İnkılâp Yayınları, İstanbul.
** age., S. 50
*** Mehmet S. Nane, Erkânıharplikten Paşalığa 11 Yıl, S. 276, 518-19 , Ankara, 2012.
Yorumlar
Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın