Türk medyasının hâl-i pürmelâli



AKP’nin neredeyse tamamen ele geçirerek ‘dönüştürdüğü’ önemli kurumlardan biri de, “4. kuvvet” olarak anılan Türk medyası. 
(Malûmunuz, ilk üç kuvvet yasama, yürütme, yargı. Onların durumunu anlatmayacağım. Sadece bu kavramları hatırlatmakla yetiniyorum. Son 20 yılı değerlendirmek ve takdir okuyucunundur.)

***

İktidarın bir zamanlar medyanın yarısını kontrol ettiği söylenirken, şimdi %95 gibi akıl almaz bir orandan bahsedilmektedir. Bu inanılmaz çarpık bir durumdur. 

Toplumun şu an için yarıdan fazlasının AKP karşıtı olduğu düşünüldüğünde, “temiz ve güvenilir” haber alma ihtiyacının ne kadar önemli olduğu da ortaya çıkar. 
(Kendileri farkında olmasa ya da böyle bir ihtiyaç hissetmeseler de, elbette ki, AKP’yi savunanların ve seçmenlerinin de düzgün haber alma hakkı vardır.)

***

Son 12 yıldır haberler de dahil televizyon izlemiyorum. Evimin salonunda televizyon yok. Bu ortamda çok sık karşılaştığım bir soru ise Türkiye’yi ve dünyayı nasıl izlediğim.  Cevabım, tek kelime: İnternet.

İnternetten Cumhuriyet, Sözcü ve Yeniçağ gazetelerini ve bazı yazarlarının makalelerini takip ediyorum. İki de internet gazetesi var listemde. Odatv ve Veryansın Tv.

Esasında bu yazıyı da eğer hâlâ tanışmamış olanlar varsa onlara Veryansın’ı tanıtmak için yazıyorum.

***

Veryansın Tv, yeni bir internet mecrası. O yayın hayatına başlamadan evvel bu alanda güvenerek sadece odatv’yi takip ediyordum.

Fakat evvela Barış’ların, daha sonra da çok değerli dostum Ahmet Müfit’in ayrılmasıyla bu siteyle ilgili kuşku duymaya başladım. Güvendiğim bir kaynaktan odatv’de Aydın Doğan’ın etkisinin olduğu bilgisini aldıktan sonra da tadım iyice kaçtı. Son zamanlarda “dillerinin” de farklılaştığını hissediyorum. Mesela, senelerdir “Saray” derlerken, “Külliye” demeye başladılar! Bunun basit bir kelime farklılığı olmadığını düşünüyorum. Çünkü “Saray” bir yönetim biçiminin simgesidir. Milleti değil “tek adam”ı ifade eder. 100 sene evvel “Saray”dan alınarak halka verilen millî egemenlik, 100 sene sonra “Saray” tarafından ele geçirilmiştir.
Bu itibarla Türkiye’nin “Saray”dan yönetildiği ısrarla vurgulanmalıdır!

Odatv’yi eskiye nazaran bir “emniyet payı” bırakarak okumaya devam ediyorum. 
(Neyse ki Barış’ların ikisi de Cumhuriyet’te, Ahmet Müfit Veryansın’da yazmaya başladılar.) 

***

Bugün asıl size Veryansın’dan bahsedeceğimi söylemiştim. Çok değerli dostlarım Amiral Cem Gürdeniz ve Ahmet Müfit’in makaleleri bu sitede yayımlanıyor. Ayrıca bu pandemi döneminde uzaktan haberleştiğimiz değerli üstadım Yavuz Alogan’ın her birini sabırsızlıkla beklediğim fevkalade makaleleri de bu sitede.

Sitenin başarılı Genel Yayın Yönetmeni Erdem Atay. Bu genç, dürüst ve namuslu gazeteci ayrıca Pankuş tv için röportaj videoları da yayımlıyor. Hemen hepsi de çok ilgi çekici olan bu videoları izlemenizi öneririm.

Özellikle son zamanlarda çekilen, değerli büyüğüm, eski CHP milletvekili ve yöneticisi Kemal Anadol ve kumpas davaları mağduru olan “Mustafa Kemal’in askeri”, generallik yolu kapatılarak henüz 45 yaşında emekliliğe zorlanan namuslu, şerefli asker E.Kurmay Albay Aziz Ergen videolarını kaçırmayınız derim. 
(Bu videolar youtube’da var.)

Bilgi notu: Geçtiğimiz yıl Türk Deniz Kuvvetleri’nin çok doğru kararlarla art arda Navtex İlan ettiği günlerde ve aylarda veryansın TV, en fazla millî duruş sergileyen yayın organı oldu. Hemen hepsi de alçak ve hain kumpas mağduru olan değerli Amirallerimize sayfalarını açtı, onlarla video söyleşileri yaptı ve millî menfaatlerimizi titizlik ve hassasiyetle gözeten çok değerli görüşlerini topluma aktarmalarına imkân tanıdı. Bu bile başlı başına büyük bir millî hizmettir.

***

Her şeyin paraya “endekslendiği” günümüz Türkiye’sinde Veryansın Tv’nin Cumhuriyetçi, vatansever, namuslu, dürüst, ilkeli yayınlarına devam etmesini yürekten dilerim. 
Türkiye’nin, hepimizin buna ihtiyacı var.

 

 

  • Mehmet S. Nane

  • 27 Mayıs 2021

Sayfayı Paylaş

Yorumlar

Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın

leaf-right
leaf-right