ABD’nin yeni düşmanlığı, Afganlar ve ötesi…
Haber, bugünkü Sözcü gazetesinden. ABD Temsilciler Meclisi’nin 28 üyesi (bazı kaynaklarda bu rakam 27 olarak veriliyor) Dışişleri Bakanı Blinken’e bir mektup göndermiş.
Haberi birlikte okuyalım:
“Mektupta, Türkiye’nin İHA (İnsansız Hava Aracı) ve SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) programları ile ilgili endişe dile getirildi ve ‘Bu program dünya çapında bir çok bölgede istikrarsızlığa sebep oldu ve ABD’nin çıkarlarını, müttefiklerini ve partnerlerini tehdit ediyor’ denildi.
(…) Mektupta, ‘Türkiye’nin droneları son bir yılda Azerbaycan’da, Suriye’de, Libya’da kullanıldı. Türkiye, Polonya ve Pakistan ile drone anlaşması imzaladı ve Rusya ve Pakistan’la da ortak üretim süreci gündemde. Türkiye ayrıca Kıbrıs’a kalıcı bir drone üssü kurmayı da düşündüğünü açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı’ndan Türkiye’nin drone üretimi ile ilgili bir brifing talep ediyoruz. Türkiye’nin İHA üretirken kullandığı materyal ve teknolojilerin yaptırımları delip delmediğini ya da NATO kurallarına aykırı olup olmadığını öğrenmek istiyoruz. Türkiye’ye herhangi bir drone teknolojisinin ABD’den gönderilmesinin askıya alınmasını istiyoruz‘ ifadelerine yer verildi.”
***
Hep söylüyorum, söylemeye devam edeceğim: ABD katiyen Türkiye’nin müttefiki değil, artık düşmanıdır. Bu düşmanlığı yaratan da kendisidir.
ABD’ye verilecek en iyi cevap, millî harp sanayimizi güçlendirmek olmalıdır. Türk Ordusu derhal millî ordu olarak ve kapatılan okulları, hastaneleri açılarak, terfi sistemi teamüllerine dönülerek ve her konudaki ordu kural, gelenek ve teamüllerine riayet edilerek yeniden yapılandırılmalıdır.
Kıbrıs’a drone üssü kurmak yetmez; derhal, hiç gecikmeden bir de deniz üssü kurulmalıdır.
***
Türk Deniz Kuvvetleri, muhteşem MİLGEM projesinin ayak izlerinden fevkalade başarıyla yürümektedir. İftiharla takip ediyoruz. Bu başarıları gururdan gözlerimizi yaşartıyor.
Aynı doğrultuda millî harp uçağı üretmek için Türk Hava Kuvvetleri de hükümet tarafından büyük kaynaklarla desteklenmelidir.
(Türk Deniz Kuvvetler’nin çok değerli 20. Komutanı Oramiral Özden Örnek’i MİLGEM millî gemi projesine hayat verdiği için büyük bir saygı ile anıyorum.)
Türkiye’nin düşmanı ABD, ülkemizin harp sanayisindeki başarılarından çok rahatsızdır. Yapılacak yeni ve başarılı çalışmalarla daha da rahatsız etmek gereklidir. Millî menfaatler bunu emretmektedir.
***
Geçtiğimiz Haziran’daki Erdoğan-Biden görüşmesinde, Türk askerinin Kâbil havaalanını koruyacağı konusunda anlaşıldığı açıklanmıştı. Ülkemize kitleler hâlinde gelen Afganları görünce, açıklanmayan başka konularda da anlaşıldığı görülmektedir. ABD’nin himaye ettiği bu ABD işbirlikçisi savaş kaçkınlarının ülkemize gelmesine iktidar tarafından izin verilmektedir.
ABD, bu savaş artıkları içinde kendince değerli bulduğu az sayıda kişiyi ülkesine kabul etmiş, sayısı en az 1 milyon olduğu söylenenleri de Türkiye’nin başına bela etmiştir.
İşte size “müttefik” ABD!
Küstah AB boş durur mu! O da Almanya ve Avusturya’nın ağzından, Afganların Türkiye’ye yerleştirilmesini istemektedir!
Sanki Türk toprakları babalarının çiftlikleridir!
ABD, Türkiye’nin drone, İHA ve SİHA üretimine bile tahammül edemiyor ama Suriyeli ve Afganları memleketimize doldurmak konusunda çok hevesli!
***
Aziz ve büyük Türk milleti!
Provokasyon ve kışkırtmalara karşı lütfen dikkatli ol. Daha dün Alanya’da iki Afgan serserisi Afgan bayrağını direğe çekmişler. Aman sağduyunu kaybetme. Tahriklere kapılma.
Bu iktidar ilk seçimlerde gittikten sonra demokrasi içerisinde bu istenmeyen misafirler elbette ki memleketlerine yollanacak.
İktidar bu kişileri “kardeşimiz” olarak tanımlıyor.
Hayır, reddediyorum!
Benim böyle kardeşlerim yok!
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve şu an 81 milyon kişi olan Türkiye halkı, Türk milleti benim kardeşimdir.
Bu kardeşlerim dışında kardeşim varsa eğer Kıbrıs Türkleridir, Azerbaycan Türkleridir, Irak, İran ve Suriye Türkmenleridir.
Kimse bana kardeş icat etmeye kalkmasın!
Aziz ve büyük Türk milleti!
Demografini bozan, ileride pek çok sosyal sorunlar yaratmaya aday, birlik-beraberliğine tehdit olan, kaynaklarımızı tüketen bu nüfus bozulmasına karşı demokratik kurallar çerçevesinde karşı çıkmalısın.
Unutma ki şu anda vatanında 8-10 milyon arasında “istenmeyen misafir” var ve sayıları artıyor.
Türk kadınlarındaki doğum oranı %1,9 iken Suriyeli kadınlarda %5,3. Nüfusları senden yaklaşık 3 kat hızlı artıyor.
Düşünmeli ve 10-20 sene sonraki nüfus yapısının ne olacağı hesabını muhakkak yapmalısın!
***
ABD’nin Türkiye’ye yaptığı düşmanlıkları zaman zaman yazıyorum. Bugün sadece 2 konuyu ele aldım. Fakat kesinlikle unutulmamalıdır ki tüm hasmane davranışları bir plan çerçevesindedir. Attığı adımlar birbirini takip etmekte ve bir öncekini tamamlamaktadır.
İktidarın saniye kaybetmeden, derhal içeride birliği beraberliği sağlaması gerekmektedir. Kutuplaşma derhal sona erdirilmeli, iç cephe çok güçlendirilmelidir.
İktidarın hem kendisini hem ülkemizi içinde bulunulan sarmaldan çıkarmasının yöntemi bellidir:
Millî beraberliği sağlayarak ve muhalefet dâhil milletin tamamına dayanarak, milletin tamamının olmasa bile kahir ekseriyetinin mutabakatını alarak politikalar üretmelidir.
Yorumlar
Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın