Dışişleri Bakanlığı Allah aşkına bir ses ver!

 

Parlamenter demokrasinin iyi işletildiği ve gerçek demokrasiyle yönetilen, yani, demokrasinin salt “sandığa” indirgenmediği ülkelerde, “kuvvetler ayrılığı”nı oluşturan yasama, yürütme ve yargı erkleri birbirinden ayrılmıştır.  
Başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerinde, eğer demokrasinin denetim ve “fren” mekanizmaları iyi kurulmuş ve işletilir durumdaysa yine kuvvetler ayrılığı mevcuttur. 
“Türk tipi başkanlık sistemi” denilen sistemde kuvvetler ayrılığının ne durumda olduğu ise herkesin malûmudur!

***

Demokrasi için esas olan, ülkenin yönetim biçimi yukarıdakilerden hangisi olursa olsun, kuvvetler ayrılığının keskin çizgilerle belirlenmesidir.

Sevgili ve aziz ülkemizde yargıya yani adalete duyulan güven, yapılan anketlerde hiç de iç açıcı sonuçlar vermiyor. Medyaya da sıkça yansıyan bazı mahkeme kararları toplumda adalete duyulan güveni zedeliyor. Özellikle şiddet gören kadınlarla ilgili davalarda verilen kararlar toplum vicdanını kanatıyor. Bu konu dışındaki pek çok mahkeme kararı da insanların yargıya güveni hususunda olumsuz etki yaratıyor.  
Ayrıca sadece kararlar değil, bazı iddianameler de güvensizlik oluşturuyor.

(Yılmaz Özdil, bu konuda 20 Ekim 2021 tarihli Sözcü gazetesinde ayrıntılı döküm verdi. Okumanızı tavsiye ederim.)

***

Bu yazıda, bir mahkemenin Türkiye’nin yararına olacak bir girişimi engelleyen kararından bahsetmek istiyorum. 

Geçtiğimiz aylarda 104 emekli amiral Montrö konusunda Türkiye’nin hak ve menfaatlerini koruyan ve “sarıklı Amiral” konusundaki görüşlerini kamuoyuna duyuran bir basın açıklamasına imza koydu.

Aralarında kumpas davasında 4 yıla yakın hapis yatmış bazı amiraller de olmak üzere, hepsi de derhal mahkemeye verildiler. İlk olarak, sabahın köründe evlerinden alınarak 5 gün “nezarete atıldılar.” Bilahare kendilerine elektronik “pranga” da denilen elektronik kelepçe takıldı!

“104 Amiral davası” tutuksuz devam ederken, aralarında Amiral Cem Gürdeniz’in de olduğu bazı emekli amirallere yurt dışına çıkma yasağı konuldu! 
İnanılır gibi değil ama böyle!

***

Amiral Gürdeniz, 10 Ağustos 2021 tarihinde Fransa’nın etkili düşünce kuruluşlarından biri olan Institut d’Etudes Politiques’ten (Sciences Po Aix) bir panel daveti aldı. 3-4 Aralık 2021’de yapılacak olan panelin “Doğu Akdeniz büyük bir gerilim altındaki bölge mi” başlığını taşıyan bölümünde konuşması istendi.

Panele konuşmacı olarak Yunanistan Dışişleri Bakanı N. Dendias, Mısır Dışişleri Bakanı S. Shoukry, Fransa Dışişleri Bakanlığı Kuzey Afrika ve Ortadoğu Direktörü C. Farnaudve NATO Savunma Yatırımlarından Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı C. Grand’ın da katılacağını öğrendi.

Amiral Cem Gürdeniz, Doğu Akdeniz’in jeostratejik konumu ve hem bölgeye hem de Hint-Pasifik’te yaşanan son gelişmelere jeopolitik etkileri konusunda Türkiye’nin en seçkin ve en yetkin uzmanlarından biri olması ve ilaveten “Mavi Vatan” kavramının yaratıcısı ve teorisyeni olarak bu panele davet edildi.

Doğu Akdeniz konusundaki üst düzeydeki bu panele Türkiye’den sadece Amiral Gürdeniz davet edildi.

Şu fırsat ve imkâna bakar mısınız lütfen? 
Türkiye’nin şu anda ve önümüzdeki on yıllarda en önemli ve yüksek millî menfaatlerini ilgilendiren bir konudaki görüşlerini anlatması için konunun en yetkin isimlerinin en önde geleni davet ediliyor.

Amiral Gürdeniz, kendi sözleriyle o panelde “Yunan Dışişleri Bakanı’nın gözlerinin içine bakarak” tüm haklı Türk tezlerini anlatma imkânını bulacak. Bir bu kadar önemli olan tarafı da, Yunanistan’la imzaladığı anlaşma ile deniz alanı kaybedecek olan Mısır’ın Dışişleri Bakanı’nın da o panelde olması.  
Son dönemde Yunanistan’la savunma anlaşması imzalayan Fransa ve sürekli olarak Yunan tezlerine yakın duran NATO’nun üst düzey yetkililerini saymıyorum bile.

***

İşte, Doğu Akdeniz ve Mavi Vatan konusunda 7 kitap, 500 makale yazmış, yüzlerce televizyon ve youtube programına katılmış ve sayısız konferans vermiş olan konunun Türkiye’deki bir numaralı uzmanı Amiral Cem Gürdeniz, böyle bir toplantıya giderek sevgili ülkemizin, aziz vatanımızın âli menfaatlerini fevkalade başarıyla anlatacak ve karşısındaki tüm argümanları tarihin çöp sepetine atacak(tı).

Evet, "atacaktı” yazdım. 
Çünkü mahkemesi süren “104 Amiral davası” sebebiyle hakkında yurtdışına çıkış yasağı olan Amiral Gürdeniz bu panele katılamayacak.

Amiral Gürdeniz, fevkalade önemli olan bu millî görevi yapabilmek için mahkemeye avukatları kanalıyla müracaatta bulundu ve reddedildi. Bunun üzerine üst mahkemeye başvuru yapıldı ama yine olumsuz cevap alındı.

***

Gerçek dışı ve inanılmaz gibi geliyor değil mi! 
Maalesef gerçek!

***

Sade bir Türk vatandaşı olarak aziz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve T.C. Dışişleri Bakanlığı’na sesleniyorum:

Konu, Türkiye’nin öncelikli ve yüksek millî menfaatleridir. Bu çok önemli olan millî konuda lütfen devreye giriniz. Umarım panele katılmak için geç kalınmamıştır.  
Amiral Gürdeniz kalibresinde bir “adam” bu panele katılırsa ülkemiz hiç şüphe yok ki çok önemli kazançlar sağlayacaktır. Bu toplantıda Mısır Dışişleri Bakanı’nın olmasının çok önemli olduğunu bir defa daha hatırlatıyorum. 
Amiral Gürdeniz, tüm hak ve menfaatlerimizi en iyi şekilde anlatıp savunmasının yanında, “Sevilla haritası” denilen pespayeliği de muhataplarının suratına o fevkalade diplomatik özeniyle boş bir eldiven gibi atacak doğru kişidir.

***

Meraklısına lüzumsuz bir not!

Kumpas davalarında 4 yıla yakın zindanda kalarak “vatanseverliğinin diyetini ödeyen” Amiral Cem Gürdeniz öyle bir “adam”dır ki, topla tüfekle bu aziz vatandan “kovmaya” kalksanız tertemiz ve lekesiz açık alnını, yiğit göğsünü siper eder ve bu toprakları terk ettirmeye gücünüz yetmez.

Vatanın bu müstesna değerdeki evlâdına yurt dışı yasağı koymak ve böyle bir millî görev için başvurusunu reddetmek neyin nesidir?

 

 

 

 

  • Mehmet S. Nane

  • 21 Ekim 2021

Sayfayı Paylaş

Yorumlar

Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın

leaf-right
leaf-right