Artık geleceği görelim: Denizcilik Daire Başkanlığı

 

Değerli okurlar, bugün çok önem verdiğim bir konu olan Mavi Vatan, Mersin'in ve Türkiye'nin denizcileşmesi konusunda 8 Şubat 2022 günü Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yapmış olduğum konuşmanın tam metnini sizlerle paylaşıyorum.   
Bu yazı Güney gazetesinde de yayımlanacaktır. 
 

***

"Sayın Başkan, Sayın Meclis Üyesi Arkadaşlarım,

Bugün değineceğim konu, daha evvel de Meclis'te ayrıntılı bir konuşma yaptığım Mersin'in denizcileşmesi.

Evvela, hepinizin bildiği dünyadaki bazı gelişmeleri sizlere kısaca hatırlatmak istiyorum. İlk başta anlatacaklarım dış ilişkiler ya da dış politikanın konusu olarak değerlendirilebilir; fakat konu tamamen Türkiye ve Mersin’in denizcileşmesi ile ilgilidir.

Malûmunuz, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra, bir müddet için, ABD tek hegemon olarak dünyayı tek kutuplu olarak yönlendirmiştir. 
Rusya Devlet Başkanı Putin’in 10 Şubat 2007 tarihinde 43. Münih Güvenlik Konferansı‘nda yaptığı konuşmadan sonra dünya tek kutupluluktan çıkıp çok kutupluluğa dönüşmüştür.

Özellikle büyük devletler stratejik olarak büyük bir mücadeleye girmişlerdir. Bu mücadele hâlihazırda denizler üzerinden büyük bir hızla devam etmektedir.

Tasnif ettiğimiz zaman, 4 deniz bölgesinde bu mücadele yaşanmaktadır.

***

HİNT-PASİFİK

Şu anda dünyada jeostratejik olarak en önemli bölge Hint-Pasifik eksenidir. Burada ABD ve Çin aralıksız olarak konumlarını güçlendirmeye çalışmaktadır. Bu çalışmaların dayandığı ana kuvvet de donanmalarıdır.  

ABD, yakın zamanda İngiltere ve Avustralya’yla AUKUS adlı güvenlik paktını kurmuştur. Bu pakta Fransa ve Almanya’nın yani AB’nin dahil edilmemesi dikkat çekicidir. Hatta bu pakta Japonya da alınmamıştır.

Çin bu hamlelere donanmasını daha da güçlendirerek ve Rusya’yla askerî alan dahil her alandaki işbirliğini artırarak cevap vermiştir. Zaman zaman İran’ın da katıldığı deniz tatbikatları düzenlemektedirler. 

KARADENİZ

Stratejik olarak diğer önemli ve bizi birinci derecede ilgilendiren bölge ise Karadeniz’dir. Karadeniz, yakın zamana kadar barış denizi olarak varlığını sürdürürken, ABD, hem kendi donanmasıyla hem de NATO vasıtasıyla Montrö’yü delerek Karadeniz’de güç göstermek istemektedir. Hatta mümkünse Karadeniz’i bir ABD/NATO gölü hâline getirmeyi arzulamaktadır.

Ayrıca, NATO’ya dahil ettiği Polonya, Bulgaristan ve Romanya ile son olarak da Ukrayna üzerinden Rusya’yı çevrelemek istemektedir.

Karadeniz’e sahildar olan devletler Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya ve Gürcistan’dır. Durumun nezaketi ortadadır. Türkiye kati surette statükonun bozulmasına ve Montrö’nün delinmesine müsaade etmemelidir.

DOĞU AKDENİZ - EGE

Diğer önemli stratejik deniz alanı Doğu Akdeniz ve Ege’dir. Ege’de karşımızda devlet ciddiyeti ile bağdaşmayan şımarık ve kışkırtıcı davranışlar sergileyen Yunanistan vardır.

Yunanistan, en son Fransa‘dan aldığı 19 Rafale harp uçağı ve ABD’nin Dedeağaç’a yaptığı asker ve silah yığınağı ve yine ABD ile imzaladığı sahil güvenlik anlaşmalarıyla Ege’de kışkırtmalarına devam etmektedir.

Doğu Akdeniz’de de Yunanistan, benim “şer cephesi” olarak adlandırdığım GKRY ve İsrail’le birlikte Türkiye ve KKTC aleyhine aralıksız faaliyetlerde bulunmaktadır.

 ARKTİK

Dördüncü önemli deniz alanı ise Arktik bölgesidir. Aslında coğrafi olarak bu alan Arktik Okyanusu olarak tanımlanmaktadır. Çok büyük yer altı zenginliğine sahip bu bölgede Rusya, coğrafi avantajının da etkisiyle, büyük ölçüde inisiyatif sahibidir. Dünyanın büyük devletleri bu bölgede hak sahibi olmak için hızlı bir yarışa girişmişlerdir.
Türkiye, çok doğru bir hamle yaparak bu bölgeye TÜBİTAK öncülüğünde bilim heyeti yollayarak çalışmalara başlamıştır. Bu çalışmalarda emeği geçenleri takdir ve şükranla anmak isterim.

Elbette ki dileğim tüm bu bölgelerdeki konu ve sorunların sıcak bir çatışma ya da savaşa dönüşmeden, diplomasinin imkân ve kabiliyetleriyle barışçı olarak çözülmesidir. 

***

Değerli arkadaşlar, denizcilik ve denizcileşme bir bütündür. Salt askerî güçle denizcileşme sağlanamaz. Konunun ayrıca güvenlik, ekonomik, ticari, kültürel, bilimsel ve sosyal yönleri de vardır.  
Bunların bütünü “deniz gücü”nü oluşturur.

Çok çok özet olarak aktardığım gibi, şu anda ve 21. yüzyılın bundan sonraki bölümünde dünyanın kalbi denizlerde atacak.

Dünya ülkeleri denizcileşme ivmelerini artırmıştır. Bu itibarla Türkiye ve Mersin de hızla denizcileşmelidir.  

 ***

Şimdi geliyorum bu konuların Mersin’le ilgisine. 
Mersin; jeostratejik, askerî ve ekonomik olarak Türkiye’nin denizdeki en önemli şehridir.

Mersin’in denizcileşmesi, Türkiye’nin denizcileşmesinin lokomotifi ve itici gücü olacaktır.

Mersin’i denizcileştirmek, bizden sonraki nesillere yapılacak en önemli hizmet olacaktır.  
Çünkü gelecek denizlerdedir.

 ***

Mersin’in denizcileşmesi için Büyükşehir Belediyesi’nin ve Meclisi’nin inisiyatif almasını öneriyorum.  
Mersin’in denizcileşme ivmesinin artırılması için Mersin Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Denizcilik Daire Başkanlığı kurulmasını öneriyorum.

Bu daire, 2014 senesinin Haziran ayında kurulmuş fakat nedendir bilemiyorum Kasım 2015’te kapatılmıştır. Denizcilik Daire Başkanlığı’nın Mersin’in denizcileşmesine muazzam katkıları olacağına inanıyorum.

Mersin’in; lise, yüksek okul ve üniversitede denizcilik eğitimi veren kurumlarıyla, Akdeniz Bölge Komutanlığı’yla, üniversiteleriyle, deniz ticaret odasıyla, kamuda, sivil toplum örgütlerinde ve belediyemiz bünyesinde yeterli tecrübe birikimi ve denizcileşme dinamiği vardır.

Önceki konuşmamda bu dairenin işlevleri konusunda bazı önerilerimi sıralamıştım.  
İlgilenenler, “Mersin’i yönetenlere açık mektup” ismiyle son kitabıma da aldığım o konuşmayı tekrar okuyabilir.

 ***

Sözlerimi tamamlarken bir bilgiyi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Çok kıymetli büyüğüm, emekli Büyükelçi Müfit Özdeş ve Mavi Vatan kavramının yaratıcısı, vatanın çok değerli evlâdı emekli Amiral Cem Gürdeniz‘in önderliğinde Hamit Naci Mavi Vatan Vakfı Heybeliada‘da kurulmuştur.

Benim de mütevelli heyetinde yer almak hususunda aldığım daveti onur duyarak kabul ettiğim vakfımız, Türkiye’nin denizcileşmesi konusunda çalışmalarına başlamıştır. 

***

Herkesi, Türkiye’nin ve Mersin’in denizcileşmesi konusunda çalışmaya davet ediyorum.

Ben de naçizane gücüm yettiğince Mavi Vatan, Mersin ve Türkiye’nin denizcileşmesi konularında çalışmaya, yazmaya, anlatmaya devam edeceğim.

Beni dinleme nezaketinize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum."

***

Not: Değerli okurlar, konuşmamı az evvel okudunuz. 
Mersin’in denizcileşmesinin hayati öncelik ve önemde olduğunu düşünüyorum. 
Bir Meclis üyesi olarak bu konuyu ayrıntılı biçimde Meclis'in ve kamuoyunun gündemine ikinci defa getirerek görevimi yapmış olmaktan dolayı müsterihim.  


 

 

 

 

 

 

 

  • Mehmet S. Nane

  • 9 Şubat 2022

Sayfayı Paylaş

Yorumlar

Atilla TorogluMehmet 9 Şubat 2022

Mehmet kardesim cok onemli ve guzel bir konusma yapmissiniz, tebrik ederim. Insallah konusmanizin icerigini anlarlar ve geregini yaparlar. Selam sevgiler

Mehmet S. Nane 10 Şubat 2022

Atilla Abi, çok teşekkür ederim. Umuyorum ki Denizcilik Daire Başkanlığı kurulacaktır. Saygı ve sevgilerimi iletiyorum.

Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın

leaf-right
leaf-right