Herhangi bir siyasi görüşe sahip olabilirsiniz.  
Fakat esas olan nedir biliyor musunuz: Millî olmak. 

Siyasette milli olabilmek için; ayağınızın bu topraklara bastığı gibi, beyninizin de bu vatanın iyiliği için çalışması, kalbinizin Türkiye için atması ve en önemlisi her türlü dış etkiye ve emperyalizme karşı olmanız gerekir…

***

Kişi; Cumhuriyetçi/Atatürkçü, sağcı, solcu, muhafazakâr, sosyal demokrat, milliyetçi, sosyalist, liberal veya başka bir siyasi görüşü benimseyebilir. İçinde şiddet barındırmayan, bölücülük, teokratik ya da başka türlü diktatörlük hevesi  içermeyen ve demokrasiyi içselleştirmiş her siyasi düşüncenin demokrasi yelpazesinde yeri vardır.

Fakat gözünü kulağını dışarıya çevirmiş ve “Batı ne der” ya da “Batı şunu istiyor”düşüncesiyle bir siyasi düşünceyi savunmak zavallılıktır, acizliktir. Bu acziyetin sağcısı, solcusu olmaz!

Siyasi yelpazenin neresinde yer alırsa alsın, eğer ki bir siyasi parti ve onun yöneticileri, neoliberalliği, sözde insan hakları ve barış sosuna batırılmış bölücülüğü, din istismarı yapan dinciliği, Cumhuriyet değerlerine aykırı küreselci sosyal demokratlığı, ikinci cumhuriyetçiliği savunuyorsa; bilerek ya da bilmeyerek gayri millî bir siyasete hizmet ediyor demektir.

***

Türkiye her siyasi görüşten densizlerden çok çektiği gibi, “devrimciliği” bırakarak, artık kendisini “sosyal demokrat” olarak tanımlayan dönek solculardan da çok çekti.
Bunun son örneği de Ayşenur Arslan.

Bu şahıs Halk Tv’de Türk Mukavemet Teşkilâtı’na (TMT) dil uzatma densizliği ve saygısızlığı gösterdi. Cüret ettiği bu hadsizliği şiddetle kınıyorum.

***

İnsan bu kadar mı tarihi gerçeklerden ve tarih bilincinden kopuk olur… 
Bir kişi bu yaşa kadar gelip de bu konulardan bihaber olamayacağına göre, böyle gayri millî bir çizgiye nasıl sürüklenebilir… 
Bu nasıl bir fikrî sefilliktir ki Batı’nın ve dâhildeki işbirlikçilerinin alkışlayacağını umduğu için Rum ağzıyla böyle konuşur… 
Bu şahsa TMT’nin onurlu tarihini anlatmaya değmez. Onu kendi zavallı düşünsel pespayeliğiyle baş başa bırakıyorum…

Ve…    
Derhal başta Kıbrıs Türk’leri olmak üzere, tüm Türk milletinden özür dilemesini tavsiye ediyorum.

***

TMT, tüm Türk’lerin onurudur. Türk tarihinin en şerefli sayfalarında yerini almıştır. Kıbrıs Türk’ü bugün bağımsız ülkesi KKTC’de başı dik olarak ve can güvenliği içinde yaşıyorsa, bunu anavatanla dayanışma içinde bu mücadeleyi veren TMT’ye borçludur. 

TMT, Makarios isimli Türk düşmanı papazın desteklediği ve göz yumduğu Grivas ve Sampson isimli ırkçıların yönettiği EOKA’cı faşist katil sürülerine karşı canını ortaya koyarak Türk halkını korumuştur. Eğer TMT mücahitlerinin bu destansı kahramanlıkları olmasaydı bugün Kıbrıs Türklüğü ne hâllerde olurdu, düşünmek bile fecidir.

TMT, sonuna kadar millîdir, millî… Belki de bunu kafaları almıyor!

TMT kahramanlarını, aziz şehitlerini ve gazilerini, büyük lider ve devlet adamları Fazıl Küçük ve kurucu Cumhurbaşkanım Rauf Denktaş’ı derin bir saygıyla anıyor; şerefli, onurlu ve saygın hatıraları önünde tazimle eğiliyorum.