CHP’ye çağrıda bulunuyorum

 

AKP ve MHP’nin kurdukları ittifaktan sonra CHP ve İyi Parti’nin yaptığı ittifak o dönemin şartları içinde gerekliydi. Millet İttifakı, yaptığı bazı hatalar ve yanlış tercihler dışında 2019 yerel seçiminde çok başarılı sonuçlar da aldı. O konjonktürde sade bir vatandaş olarak bu ittifak benim de desteğimi aldı.

Gelgelelim, Altılı Masa daha ilk günden içime sinmedi. Sinmiyor. Bu oluşumda yer alan partiler ve genel başkanları bana katiyen güven vermiyor. Bu güvensizliğimin temel sebebi de Cumhuriyet’e ve Atatürk’e bakışları. 
Geliniz birkaç hatırlatmayla konuya biraz daha yakından bakalım.

***

Meral Akşener, İstanbul İl Başkanı ve bir genel başkan yardımcısıyla ilgili iddialar konusunda topluma tatmin edici açıklamalar yapamadı. Üstelik bizzat Akşener, Türkiye’nin yüksek millî menfaatlerini gözetmekten başka düşünceleri olmayan emekli amirallerinin “103 Amiral Bildirisi” olarak adlandırılan basın açıklamasına “zevzeklik” diyerek büyük bir hata yaptı.

Ahmet Davutoğlu, “stratejik derinlik” diyerek Türkiye’nin tüm dış politikasını bozan ve ülkeyi Cumhuriyet’in dış politika rotasının dışına çıkaran kişidir. Onun memlekete verdiği en büyük zarar ise ensar/muhacir diyerek şu an sayıları 10 milyonu bulan Suriyeli, Afgan ve diğerlerini memlekete almaktır.

Ali Babacan, AKP’de bakanlıklar ve başbakan yardımcılığı yaparak tüm icraatlardan birinci dereceden sorumludur. Her şeyi bir yana bıraksak bile, Cumhuriyet’in 70 senede gözünün nuru ve emeği olan KİT’lerin özelleştirme adı altında üç otuz paraya satılması nasıl unutulabilir?

Temel Karamollaoğlu, üslûbu ve yaklaşımı sebebiyle ılımlı bir görüntü çizse de siyasal İslâmı savunan bir partinin genel başkanıdır.

Gültekin Uysal, bir gazeteye “Bize Said-i Nursi gibi bir lider lazım” diyen ve bu sözleri sekiz sütuna manşet yapılan bir siyasetçidir.

Yazıyı uzatmamak için sadece çok ana başlıklar hâlinde yaptığım bu hatırlatmalar ve çok daha fazlası bu partilere ve genel başkanlara güven duymamam için yeterli. 
Ayrıca bu genel başkanların en az üçünün Cumhuriyet değerleri ve Atatürk’le sorunları olduğunu bütün memleket biliyor. 

İşte, CHP’nin bu yapıdaki partilerle oluşturduğu “masa” içine sinmiyor. Yetmez gibi, açıkladıkları bildiriyle 1921 Anayasası’na sahip çıkmaları, 1924 Anayasası’nı dışlamaları çok temel bir sorun ve gerçek niyetleri açığa vuruyor.

Yazık ki, çok yazık ki CHP de 1921 Anayasası’nı baz alan bu bildiriye imza koymuştur. 
Cumhuriyet’e ve Atatürk’e bağlı tüm CHP’liler için büyük üzüntü kaynağı, büyük hayal kırıklığıdır…

***

Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinde Sağlık ve Devlet Bakanlıkları yapmış olan Rıfat Serdaroğlu’nu yazdığı yazılar vasıtasıyla çok uzun süredir takip ederim.

Rıfat Bey, gerçek bir Atatürkçü ve Cumhuriyetçi olarak kişisel blogunda yıllardır makaleler yayımlıyor. Bu makaleleri benim diyen “baba yiğit” yazamaz. Akıcı üslûbu ve kıvrak kalemiyle hiçbir şeyden ya da kimseden korkmadan, çekinmeden ülke menfaatlerini koruyan yazılar yazıyor. Zaten bu sebeple de yolu sürekli mahkemelere düşüyor!

Uzaktan tanıdığım ve takip ettiğim Rıfat Serdaroğlu’nun, yaktığı “Çoban Ateşlerini” Doğru Parti’yi kurarak siyasi parti hüviyetine taşımasını bu sebeple heyecan ve memnuniyetle karşıladım. Memleketin Serdaroğlu gibi merkez sağ siyasetten gelen ve Cumhuriyet değerlerine bağlı bir politikacıya büyük bir ihtiyacı olduğu kanaatindeyim.

***

Ümit Özdağ ve Zafer Partisi ile ilgili daha evvel yazılar yazmış ve sığınmacı politikalarını bütün kalbimle desteklediğimi açıklamıştım. 
Ümit Hoca, halkla temas eden, interneti yayımladığı kısa videolarla iyi kullanan, hitabeti fevkalade iyi, kitleleri harekete geçirebilen bir siyasetçi. 

“İstiklâl Harbi, Cumhuriyet ve Atatürk’le sorunu olanlar bizimle birlikte olamaz. Onların oyunu bile istemiyoruz. Canınız cehenneme!” sözleriyle yüreğimi ferahlatan bir politikacı.

***

Rıfat Serdaroğlu’nun 17 Temmuz tarihli Bizim Tv’de yaptığı açıklamayı dikkatle izledim. 
Rıfat Bey, yeni bir ittifak çalışması içinde olduklarını, 9-10 partinin görüştüğünü ve bu görüşmelerin genel sekreterler vasıtasıyla yapıldığını açıkladı. Elbette ki siyasi nezaketi gereği, parti isimlerini vermedi fakat en az 5-6 partiyi zaten herkes tahmin edebilir.

***

Rıfat Serdaroğlu’un kurulma çalışmalarına başlandığını söylediği ittifakla ilgili görüşlerimi aktarmak istiyorum. 
Bu ittifak, Doğru Parti ve Zafer Partisi’nin öncülüğünde kurulmalıdır. Rıfat Bey, 9-10 parti ile görüşmeler yapıldığını söylemesine rağmen, bu kadar çok partinin bu işe dâhil edilmesi gerekli midir çok emin olamıyorum. Elbette ki doğrusunu bu çalışmayı başlatanlar daha iyi bilecektir. 

Fakat geçmişte yaptıkları ile ya da bugünkü duruşlarıyla toplumda karşılıkları olmayan hatta toplum gözünde sağlam yere sahip olmayan kişi ve partilerin ittifaka dâhil edilmesinin faydadan çok zarar getireceği görüşündeyim. 

Görüşmeler sırasında kendisini dev aynasında gören, gücünü ve oyunu gerçeğin çok ötesinde abartan ve büyük tavizler isteyen parti ya da partiler olabilir. Onları şimdiden tahmin edebiliyorum.  
Eğer bu partilerin ayaklarının yere basması sağlanamazsa onlarla katiyen zaman kaybetmeden yola devam edilmelidir kanaatindeyim.

Önemli bulduğum bir husus daha var: Rıfat Serdaroğlu, kişisel olarak seçimlerden sonra bir göreve talip olmayacağını da söylemektedir. Bunu doğru bulmadığımı bildirmeliyim. Rıfat Bey hiç değilse önümüzdeki dönemde muhakkak Meclis’te ve kurulacak hükümette yer almalıdır.

***

Bu noktada küçük bir hatırlatma yapmak isterim: Rıfat Serdaroğlu, partiler arası görüşmelerin devam ettiğini ve acele etmeye gerek olmadığını söyledi. Bu konuda kendisiyle mutabık değilim. Elbette iş aceleye getirilmemeli ama çok da geç kalınmamalıdır. Yapılacak çok iş vardır.

Ayrıca unutulmamalıdır ki halkın bu yeni oluşumu benimsemesi ve sahip çıkması bugünden yarına olabilecek bir iş değildir. Belirli bir zaman alacaktır. 
Bu ittifak, olabilecek en kısa süre içerisinde, yeni bir seçenek olarak halkın önüne çıkmalıdır.

Lütfen hatırlardan çıkarılmasın: Mücadele edilen 20 senelik yerleşmiş bir iktidardır. Onu yenmek için seçime birkaç ay kala yapılacak seçim çalışmalarının yeteceğini düşünmek fazla iyimserlik olur.

***

Yazıya başlarken Altılı Masa’nın içime sinmediğini söylemiştim. CHP ve İyi Parti’nin Cumhuriyet değerlerini ve Atatürk’ün izlediği politikaları ve 1924 Anayasası’nı esas alan bir yaklaşım izleyerek bu masadan ayrılmalarını öneriyorum.  
Vakit henüz geç değildir. 
Bu dört partinin götüreceği oy, getireceğinden çok daha fazla olacaktır.

Lokomotif partilerin Doğru Parti ve Zafer Partisi olacağını öngördüğüm yeni kurulacak ittifakın, Cumhuriyetçi ve Atatürkçü bir oluşum olacağına inanıyorum. Bana göre, bu iki parti bu değerlerin teminatıdır. 
Bu itibarla, Millet İttifakı’nın bu yeni ittifakla işbirliği yapmasının hem oyları çok yükselteceğini hem de Türkiye’nin önüne yeni bir ufuk açacağını düşünüyorum.

Tüm iyi niyetlere rağmen, Serdaroğlu’nun sözünü ettiği ittifak kurma çalışmaları başarısız da olabilir. Bu durumda Millet İttifakı’nın Cumhuriyet felsefesine gönülden bağlı partilerle yeni bir ittifak kurmasını diliyorum. 
(Aklımdaki partiler; Zafer Partisi, Doğru Parti ve Yurt Partisi’dir. Memleket Partisi de düşünülebilir.)

Kuvvetle vurgulamak istiyorum: Önemli olan, ittifak yapılacak partilerin isimleri değil, bağlı bulundukları değerlerdir.

***

Yazıyı bağlarken Atatürk’ün partisi olması hasebiyle mensubu bulunduğum CHP’ye, Atatürk’ten aldığım yetkiyle bir defa daha seslenmek istiyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi! 
Sen; dedemin, babamın, benim, oğlumun ve tüm sülalemin partisisin. 
Başta genel merkez yöneticilerin olmak üzere, tüm örgütünle Cumhuriyet değerlerine ve felsefesine kenetlenmeli ve seçime böyle girmelisin. Girdiğin tüm siyasi ilişkilerde, kurduğun siyasi ortaklıklarda ve ittifaklarda bu konuyu özenle gözetmelisin. 
Türk milleti; kemirilen, yozlaştırırlan ve rotasından saptırılan Cumhuriyetini geri istiyor. 
Türk milleti; Cumhuriyet Halk Partisi’nin öncü olarak siyasi inisiyatif almasını, bu yönde yeni bir ittifak kurmasını ve Cumhuriyetini tekrar kazanmayı bekliyor.

Cumhuriyet Halk Partisi! 
Altılı Masa’da yer alan partilerle halkın yukarıda saydığım beklentilerine cevap vermen imkânsızdır! 
Vakit geçirmeden Cumhuriyetin kurucu değerleri ve 1924 Anayasası temelinde politikalar üretmeli ve bu paydada buluşabileceğin partilerle yeni bir ittifak tesis etmelisin. 
Bunu yaptığın takdirde seçimi kazanmakla kalmayacak, Cumhuriyeti de kurtaracaksın.

Cumhuriyet Halk Partisi! 
Cumhuriyet değerlerine ve Atatürk’e bağlı olan ve parti içerisinde kahir ekseriyete sahip olan mensupların ve sana oy veren halk, bu politikalara dönmeni bekliyor. 
Bilmelisin ki Cumhuriyet değerlerine sahip geniş toplum katmanları mahzun, kırgın hatta öfkeli.

Cumhuriyet Halk Partisi! 
Siyasi hiçbir “ikbal” beklentisi olmayan, fiili olarak siyasette bulunmaktan hazzetmeyen ve zaten bunu “beceremeyen”, belediye meclisindeki görev süresinin bitimi olan bir buçuk sene sonra işine gücüne dönecek bir üyen olarak sana bir defa daha sesleniyorum! 
Evlâtlarını kaybetmemelisin…


 

 

  • Mehmet S. Nane

  • 22 Temmuz 2022

Sayfayı Paylaş

Yorumlar

Ahmet aslan 22 Temmuz 2022

6 lı masada Başta Davutoğlu olmak üzere bende içime sindiremiyorum. İttifaka katkısından çok kaybettirdiği var… “Demokrasi uzlaşma sanatıdır” derken Atatürk ve Cumhuriyet değerlerini tartışma konusu değil uzlaşının temel ilkesi saymalı…

Mehmet S. Nane 22 Temmuz 2022

Sizin gibi, benim gibi Cumhuriyet değerlerine ve Atatürk’e bağlı olan çok çok fazla sayıda CHP’li bu altılı masayı içine sindiremiyor. CHP bu masadan kalkarak Cumhuriyet felsefesine bağlı olan partilerle yeni bir ittifak kurmalıdır.

Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın

leaf-right
leaf-right