Millî Mücadelede Türk Kadını (1) (Asker) Münevver Saime Hanım
Münevver Saime, Millî Mücadele’de görev alan, İstiklâl Harbi’nde fiili olarak cephede bulunan kahraman bir Türk kadınıdır.
Kafkasya göçmeni bir ailenin kızı olarak Edirne’de doğmuştur; doğum tarihi bilinmemektedir.
***
Münevver Saime Hanım, Yunanların İzmir’i işgal ettiği tarih olan 15 Mayıs 1919’da İstanbul Darülfünunu’nda felsefe öğrencisiydi. O tarihten, İngilizlerin İstanbul’da miting yapılmasını yasakladıkları 30 Mayıs’a kadar yurt çapında art arda mitingler yapılarak bu işgal protesto edildi.
İstanbul’da da farklı semtlerde yapılan bu mitinglerden Kadıköy’de yapılanında Münevver Saime, Halide Edip’le birlikte halka hitap etti. O gün hava yağmurlu olmasına rağmen Kadıköy belediyesi önünde 20 bin kişi toplanmıştı.
Halide Edip, “Kendilerine ait olmayan toprakları âleme terk etmek isteyenler, halkın sedâsı önünde eğileceklerdir” sözleriyle Yunan’ı İzmir’e çıkaranın esasında İngilizler olduğunu vurguluyordu.
Saime Münevver, tam da adı gibi “münevver” bir Türk kadını olarak şu sözlerle haykırıyordu yüreğindekileri:
“(...) Ey tarihlerinin kara gününü yaşayanlar! Size hitap ediyorum: Milletler için kara günler olabilir. Fakat artık fenâ bulmak yoktur. Milletimizin yok edileceğine inananlar aldanacak. Heyecanlarımız, kanlarımız söndürülse bile, göğsümüzde milletten yapılmış bir kalb var ki onda, bir yabancının, bir düşmanım ne ihtiras, ne korkusu yaşar. Onların semalarını kaplayacak ancak hava-yı istiklâldir.
(...) Evet, açık söylüyorum kardeşlerim. Aldatıcıların yazdıkları havadislere inanmayın. Bizim tamamaiyet-i mülkiyetimizi muhafaza edecekmişiz!
Fakat hangi hudut dâhilinde? Bu tasrih edilmedikçe Türkiye’de sulh ve salâh mümkün olmayacaktır. Ben bu kanaatteyim. Çünkü buna karşı isyan etmeyecek bir Türk kalbi tanımıyorum!
Efendiler, az söylemek, çok iş görmek zamanı gelmiştir. Biz yalnız ağlıyoruz. Ağlamakla kazanılacak hak, hıçkırıklarımızı işitecek kalb yok. Teşkilâta, nihayet fiiliyata mübaşeret!”
***
Münevver Saime, mitingden sonra işgal kuvvetleri tarafından tutuklandı. Fakat eşi olan ihtiyat zabiti Münir Bey’le ellerinden kaçarak Anadolu’ya geçti ve Garp Cephesi’ne katıldı. Özellikle istihbarat işlerinde, kurye olarak ve cephe gerisinde büyük yararlıklar gösterdi.
Çok azimli ve mücadeleci bir yapısı vardı. Bir görev sırasında yaralanmasına rağmen kimseye belli etmeden vazifesini tamamladı. Bunun üzerine “Çavuş” rütbesi aldı.
***
Münevver Saime Hanım, en büyük ve en şerefli madalya olan İstiklâl Madalyası almış olan bir Türk kadınıdır. Cephede yaptığı görevlerden dolayı bir müddet sonra “Asker Saime” olarak anılmaya başlandı.
Yozgat’ta başlayan isyanı önlemek için gönderilen askerî birlikte eşi Münir Bey ile görev alarak isyanın bastırılmasında birlikte görev yaptı.
Buradan Ankara’ya döndü. Bu defa da Ankara-İstanbul arasında sağlanması gereken askerî istihbarat görevine tayin edildi ve bu çok kritik konuda büyük başarı gösterdi.
Cephelerde ölüme meydan okuyan bu kadın esasında edebiyatçıydı. Harpten ve zaferden sonra Münir Bey’le evlenerek birlikte İstanbul’a döndüler.
Maarif Vekâleti tarafından Beyoğlu Kız Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak tayin edildi.
***
İstanbul Kız Lisesi’ndeki öğrenciliği döneminde kendisini tanıyan Fevziye Abdullah (Tansel) hocası hakkında şunları söylüyor:
“İstanbul Kız Lisesi’nin orta ve lise sınıflarındaki 1927-32 yılları arasındaki talebeliğim sırasında, Saime Münevver Hanım yanlış hatırlamıyorsam Türkçe dersi okutuyordu. Benim hocam değildi. Adının Münevver olduğunu bilmiyorduk. “Asker Saime” denildiği için alâkamızı celbederdi.
Epeyi iri yarı, kumral, allıksız-pudrasız daima kısa topuklu iskarpin ve kostüm giyen, belki askerlikten kalma bir alışkanlık olarak ceketinin beline geniş bir kemer takan, saygıdeğer ve sevimli bir hanımefendi idi”.
***
Saime Münevver Hanım, 21 Haziran 1951 tarihinde geride Millî Mücadele’de yaptığı çok değerli vatan hizmetleri ve “İrfan Ordusu”nun neferi olarak yetiştirdiği binlerce Türk genci bırakarak hayata veda etti.
Millî Mücadele’de fiili olarak çalışan şair-yazar, Türk kadınının hakları için samimi ve gayretli çalışmalar yapan, kadın aydınlarımızın en önemlilerinden olan Şükûfe Nihal Hanım, hayata veda etmesinin ardından Kadın Gazetesi’nde arkadaşı Saime Münevver Hanım ile ilgili şunları yazdı:
“Asker Saime’nin kalbi yalnız vatan için değil, bütün muzdarip insanlar için ayrı ayrı çarpardı. En akla gelmez fedakârlıklarla, her muzdaribin yardımına koşmayı mukaddes bir vazife bilmişti. O yalnız kendisini, kendi rahatını, saadetini düşünmezdi. Yıllardan beri meslek hayatında talebelerine yurt, millet aşkı, heyecanı aşıladı.
Edebiyat dersi, denilebilir ki onun için yalnız ve yalnız bu konulardan bahsetmeye yarar bir dersti. Sevmediği, dost olmadığı insan yoktu. Herkeste bir başka kıymet bulur, hepimizin en küçük değerini göklere çıkarır fakat kendisi kimseden bir takdir, bir övme beklemezdi”.
***
Kahraman Türk kadını Saime Münevver Hanım’ın aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.
Yorumlar
Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın