Millî Mücadelede Türk Kadını (5) Satı Kadın (Hatı Çırpan)




Satı Kadın, 1890 senesinde Ankara’nın Kazan köyünde, Emine Hanım ile Muhtar Kara Mehmet Efendi’nin kızları olarak dünyaya geldi. Küçüklüğünden itibaren tez canlı, çalışkan ve girişken bir çocuktu. Buna rağmen, zamanın imkânsızlıklarından dolayı okula gidemedi ve okuma yazma öğrenemedi.

Adet olduğu üzere genç yaşta evlendirildi. Kocası Balkan Harbi’nden yaralı olarak dönünce tarlada çalışarak çocuklarına baktı ve ailesini geçindirdi.

Bir yandan da cephedeki askerlere erzak taşıdı.

***

Satı Kadın’ın hayatı Cumhuriyet’in ilanıyla değişmeye başladı. Kadınların toplum içinde hak ettikleri yeri almaya başlamaları onu da olumlu yönde etkiledi.

Cumhuriyet, 26 Ekim 1933 tarihinde kadınlara muhtar olma hakkı verdi. Babası da muhtarlık yapan Satı Kadın bu konuya yabancı değildi ve zaten tüm köylü de onu seviyor ve takdir ediyordu.

Kararını vererek muhtarlığa adaylığını koydu ve Türkiye’nin seçilen ilk kadın muhtarlarından biri oldu.

***

Atatürk, 16 Temmuz 1934 tarihinde Bolu üzerinden İstanbul’a gitmek üzere yola çıktı. Beraberinde Nuri Conker, Afet İnan ve yaveri bulunuyordu.

Kazan köyüne yakın bir noktada köylüler tarafından yolları kesildi. Aralarından Anadolu kadınının geleneksel kıyafeti “bindallı” giyinmiş bir kadın Atatürk’e “Hoşgeldin” diyerek, onun için ayran hazırladıklarını söyledi ve davet etti. Atatürk bu tavırdan ve girişkenlikten oldukça memnun kaldı. 

Soğuk ayranlar içilirken Atatürk bu köylü kadınla sohbet etmeye başladı. Muhtar olduğunu öğrenince daha da keyiflendi ve ne zaman doğduğunu sordu.

Satı Kadın’ın cevabı çok içten ve bir o kadar da samimiydi:

“1919’da doğdum Paşam”.

Atatürk 1934 senesinde olduklarına göre verilen cevabın 15 yaşa tekabül ettiğini ve yanlış olduğunu düşünerek bir daha sordu. Cevap bu defa daha ayrıntılıydı:

“19 Mayıs 1919’da doğdum Paşam. Ondan önce yaşıyor muyduk ki?”

Bu cevap Atatürk’ün çok hoşuna gitti ve Afet İnan’ın kulağına eğilerek şu sözleri fısıldadı:

“İşte milletvekili olması gereken Türk köylü kadını”. 

***

Atatürk, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinden sonra 1935 yılında yapılan V. Dönem milletvekili seçimlerinde Satı Kadın’ı da aday gösterdi. 

Satı Kadın seçimi kazanarak Meclis’e giren 17 kadından biri ve ilk köylü kadın milletvekili oldu.

(Yapılan ara seçimde 1 kadın daha milletvekili seçilerek TBMM’ye girmiştir. Böylece, V. Dönem’de 18 kadın Meclis’te görev almış oldu).

Atatürk Meclis’te karşılaştığı Satı Kadın’a “Hatı” (cesur Türk kadını) olarak hitap etmeye başladı. Ve Meclis kayıtlarına da bu isimle geçti.

***

Satı Kadın, normal hayatında Anadolu kadını gibi geleneksel biçimde başını örtüyordu. Seçildikten sonra takım elbisesini giyip kravat takarak Meclis’e geldi.

Bu itibarla da önemli ve olumlu bir örnek teşkil etti.

Okur-yazar olmayan 45 yaşındaki bu yeni milletvekili, Cumhuriyet’in imkânlarından faydalanarak okuma yazmayı öğrendi. TBMM’de Ziraat Komisyonu’nda görev aldı.

Ankara’ya yerleşti ama köyü ve köylüleriyle bağını hiç koparmadı. Evi hiç boş kalmadı, onların sorunlarını çözmek için didindi.

***

Satı Kadın, vekillik görevi sona erince köyüne döndü. Bu dünyaya veda edeceği tarih olan 21 Mart 1956 tarihine kadar sakin bir hayat yaşadı. Bu değerli ve öncü Türk kadınının evi Kahramankazan ilçemizde müze olarak korunmaktadır.

***

Türk kadınının ve köylü kadınlarımızı yücelten ve Cumhuriyet’in erdemini bütün topluma gösteren Satı Kadın’ın hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.
 

 

 

  • Mehmet S. Nane

  • 9 Aralık 2022

Sayfayı Paylaş

Yorumlar

Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın

leaf-right
leaf-right