Devşirmeler
Ukrayna’da yaşananlar ve “Zelenski vakası” dünyada bazı şeylerin hiç değişmediğini bir defa daha göstermiştir. ABD’nin ve onun güdümünde ya da onunla eşgüdüm içinde olan kuruluşların, hâsılı, emperyalizmin bazı siyasetçileri nasıl kullandığı tekrar gözlere sokulmuştur!
(Kullanım süreleri dolduğunda köşeye atılacak olmaları insanlığın kadim tecrübelerindendir.)
Zelenski’nin nasıl başkan seçtirildiğini artık herkes biliyor. Ukrayna halkı büyük algı operasyonlarına kanarak ve çok büyük bir hata yaparak, kaderini emperyalizmin isteklerini uygulayan bir adama teslim etti.
Ve de bu halk hem ülkesine hem devletine çok yazık etti!
Zelenski; çapsız, yeteneksiz, birikimsiz, donanımsız, yetersiz biri olabilir ama aptal olduğunu düşünmüyorum.
O, önceden yaptığı gibi aktörlük mesleğini icra ediyor. Yani rol yapıyor. Fakat bu defa “küçük” bir fark var. Oynadığı rol koca bir ülkenin devlet başkanlığı ve bu defa gerçek!
(Rolü için seçtiği kostüm yeşil asker fanilası, yüzüne yaptığı makyajsa birkaç gün traş etmediği suratı! Bu fedakâr lider edaları ve sakilliği beni tiksindiriyor!)
***
Zelenski, devlet başkanlığı niteliklerine sahip olmasa bile aptal olmadığı için Rusya’yla restleşmenin ve onu kışkırtmanın sonuçlarını görmemiş olamaz.
En azından devletin düzgün bürokratları bunu kendisine kesinlikle anlatmışlardır.
O hâlde akıllara şu soruların takılması kaçınılmazdır:
Neden halkını ateşe atacak ve ülkesini işgal ettirecek bu süreci tetikledi?
Neden emperyalizme maşa olarak halkını felakete sürükledi?
Neden NATO’nun genişlemesi karşısında “beka kaygısı” gerekçesiyle bu savaşı başlatan ve artık nerede duracağı belli olmayan Rusya’yı kışkırtarak ülkesini işgale imkân verdi?
Neden güç savaşlarına, ekonomik, jeopolitik hesaplara, Kuzey Akım 2 projesine, Almanya ve Fransa’nın silahlanma bütçelerini ikiye katlama kararlarına, bizzat Macron’un “Beyin ölümü gerçekleşti” dediği NATO’nun kendini toparlaması kurnazlığına, ABD’nin Rusya’yı tamamen çevreleme hesaplarına halkını yem etti?
Moda tabirle sorayım: Halkını büyük acılara sürüklemek pahasına ülkesini işgal ettirecek bu yola girmek için “motivasyonu” ne idi?
Herkes bu soruya kendi zihninde cevap verebilir…
***
Başta ABD olmak üzere, emperyalizm, tüm dünyada devlete bağlı olan ya da olmayan tüm organizasyonlarıyla bazı politikacıları ve sivil toplum kuruluşularını devşiriyor.
Onları fonluyor! Bunu da demokrasi ve insan hakları sosuyla yapıyor.
Tüm bu politikacıları ve kuruluşları kendi çıkarları için kullanıyor. Bazen emperyalizmin çıkarları ilgili ülkenin çıkarlarıyla çatışabiliyor. İşte o zaman devşirilmiş o politikacı ve kuruluş devreye giriyor.
Sonuç mu…
Emperyalizmin tarihine bakınız lütfen…
***
Bazı konulara zaafı olan politikacıların milliyeti yok. Böyleleri her ülkeden çıkabiliyor.
Bunlar irili, ufaklı; yerel ya da ulusal düzeydeki politikacılar olabilir. Birbirlerinden çok farklı özellikler gösterebilirler.
Fakat hepsinde var olan ve kullanılmaya müsait bazı ihtirasları ortak: Makam hırsı, para, ikbal beklentisi, güç ve şaşaa. İşte bu zaaflar o tip politikacıları dış etkilere açık hâle getiriyor.
Bu uğurda kişiliklerini, değerlerini, ahlâklarını, vicdanlarını ve ruhlarını satmaya hazırlar…
Ve satıyorlar…
***
Tüm dünyada ve sevgili ülkemizde böyle politikacıların ortaya çıkmamasını gönülden diliyorum. Dünya tüm ülkelerdeki namuslu, ahlâklı, insani değerlere sahip, vicdanlı ve kişilikleri sağlam politikacılar sayesinde daha iyi bir yer hâline gelecek.
Gerçekleri görelim, ona uygun seçimler yapalım ve insanlık için umudumuzu hiç yitirmeyelim…
Yorumlar
Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşın